TİP, Filistin halkının 1948’den bu yana, 75 yıldır, her gün yaşadığı zulüm artık bir akıl almaz bir seviyeye ulaştığın ifade ederek, “İsraile’e yönelik Aksa Tufanı harekatını takiben İsrail’in Gazze’ye yönelik karşı saldırısı Hamas’a karşılık vermenin çok ötesine geçmiş durumda. Aşırı sağcı, Siyonist Netanyahu Hükümeti dünyanın gözleri önünde ayrımsız şekilde Gazze’yi ağır bombardımana tutuyor. Bu saldırılarda savaş hukukuna dahi uyulmuyor. Sivil yerleşim alanları bombalanıyor. Gazeteciler ölüyor. Hastaneler hedef alınıyor. Çocuklar, hastalar, bebekler öldürülüyor.
1948’de İsrail kurulurken bugün İsrail topraklarında kalan evlerinden yurtlarından kovulan ve Gazze’ye sığınan 2 milyon üzerindeki Filistinlinin toplu ölüm ve toplu sürgün, toplu yerinden edilme ile yüz yüze. Bunun adı en hafif tabiriyle etnik temizliktir. Bu Siyonist politika hukuken suçtur. Vicdanen kabul edilmez bir insanlık ve savaş suçudur.” dedi.
FİLİSTİN HALKININ YANINDA, BARBARLIĞIN KARŞISINDAYIZ
TİP Didim İlçe örgütü açıklamasında çatışmanın yeniden yükseldiği ilk günden itibaren ‘Filistin halkının yanında, barbarlığın karşısındayız’ dediklerini belirtti. Yapılan açıklamanın devamında şu ifadeler aldı: Hangi tarafta olursa olsun sivillerin hedef alınmasının, kaçırılmasının, rehin tutulması ve vücutlarının teşhir edilmesinin karşısındayız dedik. Demeye de devam edeceğiz.
Bugün, 2 milyon sivil insanın toplu ölüm ve sürgünle yüz yüze olduğu, her gün yüzlerce çocuk ve kadının öldürüldüğü bir anda ise, acil ateşkes çağrısı yapmayı, İsrail’i uluslararası hukuka uymaya zorlamayı temel bir insanlık görevi olarak görüyoruz. Birleşmiş Milletlerin tüm devletlerin oybirliği ile aldığı 242 sayılı kararına uymayı, 1967 savaşında işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesini barış için asgari bir zemin olarak görüyoruz.
FİLİSTİNLİ ARAPLAR ETNİK TEMİZLİĞİN, SOYKIRIMIN KURBANI HALİNE GETİRİLDİ
Filistin’de hangi örgüt ya da grubun daha etkili olduğu, hangi grubun siyasi eğiliminin bizim açımızdan kabul edilir olup olmadığından daha önemlisi milyonlarca sivil Filistinlinin yüz yüze olduğu toplu katliam gerçeğidir. Bizler Filistin'in halkının yanındayız. İsrailli sivil yurttaşların barış hareketinin de yanındayız. Barış yerine savaşı tercih eden tarafın Siyonistler olduğunu biliyoruz.
Filistin halkı bugün tıpkı Yahudilerin 1939-45 arasında yaşadığı korkunç soykırımda olduğu gibi topyekûn bir yok edilme, ayrımsız cezalandırılma ile yüz yüzedir. Nazilerin yerini bugün Siyonistler almış, katledilen Yahudiler yerine bu kez Filistinli Araplar etnik temizliğin, soykırımın kurbanı haline getirilmiştir. Üstelik bu kez tüm dünyanın gözü önünde ve büyük devletlerin desteği ile gerçekleşiyor tüm bunlar.
AKP YÖNETİMİ, İSRAİL’İN EN ÖNDE GELEN İŞ ORTAĞI
Filistin'den Yemen’e, Kafkaslardan Rojava'ya tüm coğrafyalarda insanları canından ve yurdundan eden gelişmeler emperyalist merkezlerin ve bölgesel militarist hükümetlerin kana ve şiddete dayalı siyasetinin bir sonucudur. Bizler tekil bir olayda kimin daha haklı ya da daha haksız olduğuna değil, tüm bu süreci yaratan uluslararası sisteme bakıyor, savaş ve militarizm üreten emperyalist kapitalizme karşı mücadelenin barbarlığa karşı insanlık değerlerinin mücadelesi olduğunun bilinciyle tutum alıyoruz.
AKP Hükümetinin sözde Filistin dostu açıklamalarına rağmen İsrail'in en önde gelen iş ortağını olduğunu biliyoruz. Saray Rejimi, Kafkaslardan Doğu Akdeniz'e kadar birçok başlıkta İsrail ile siyasi-ekonomik ve hatta askeri iş birliği sürecindedir. Ne Siyonistlerden ne siyasal İslamcılardan ne de tüm bunların hamisi "liberal" emperyalist merkezlerden insanlık ve barış adına bir adım atmasını beklemiyoruz. Barış için halklarımızı sadece Siyonist işgal ve zulümden değil, onların bölgemizdeki ticaret ortakları olan siyasal İslamcı işbirlikçilerinden de kurtarmak zorundayız.
Gazze’nin yüz yüze olduğu toplu sürgün ve katliam karşısında uluslararası hukuk çerçevesinde İsrail’e baskı yapılmasını ve eylemlerine son vermesini acilen sağlamak zorundayız. Yaşasın Filistin halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesi.
HABER: ELİF DİKBAŞ