1994 yılında yapılan yerel seçimde İstanbul büyükşehir belediye başkanı seçilen Tayyip Erdoğan’ın rüzgarı kabul etmek gerekiyor ki 2019 yılında yapılan yerel seçime kadar hiç dinmeden devam etti.

Şu an AK Parti genel başkanı ve Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Erdoğan’ın rüzgarı yine devam ediyor ancak 2019 yılında başta İstanbul ve Ankara’nın kaybedilmesi ile başlayan CHP rüzgarı 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimde kasırgaya dönüşünce AK Parti rüzgarı iyiden iyiye yavaşlamaya başladı.

31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimin üzerinden iki ay geçti, geçen bu iki aylık zaman zarfında iktidarda bulunan AK Parti söz konusu iktidar gücünü elinde bulundursa da yerel yönetimlerin CHP’de olması elini her geçen gün biraz daha zayıflatıyor.

2019 tarihindeki başarısını 31 mart 2024 tarihinde katlayarak taçlandıran CHP’nin belediye başkanları haklı olarak şu sıralar kadrolaşmaya gidiyor, hem bu dönem hizmetleri eksiksiz vermek hem de gelecek seçim döneminde başarılı olabilmek için çaba gösteriyorlar.

31 mart tarihinde seçilen tüm belediye başkanlarının beklentisi birkaç kez yine belirttiğimiz gibi göz dolduracak bir kadrolaşmayı hayata geçirebilmek, Tabi yeni bir kadrolaşmaya gidebilmek için geçmiş dönemlerde görev yapanların yerlerinin de değişmesi gerekiyor.

Doğduğumuz günden hayata veda edeceğimiz ana kadar belediyelerin ne kadar önemli olduğunu bilmeyen yok, Dolayısı ile her siyasi parti daha fazla belediye kazanarak vatandaş ile iletişim kurmak istiyor.

31 Mart tarihinde başarılı olan CHP’nin kazandıkları belediyelerde henüz tam olarak kadrolaşamamış olmaları çok uzun yıllardır belediye kazanan ancak iki ay önce hüsrana uğrayan AK Partili belediyeler dönemindeki kadrolaşmayı tam olarak çözmüş durumda değiller.

Zaman geçtikçe CHP’nin kazandığı belediyelerdeki kadrolaşması da ete kemiğe bürünecek, Özellikle belediyelerin üst yönetimlerinde oluşacak yeni kadrolaşmaya daha alt kademede çalışanlarında kısa bir süre içerisinde intibak sağlayacakları da hayatın bir gerçeği.

Geçmiş dönemlere bakıldığında yerel yönetimleri kazanan siyasi partilerin işlerini iyi yaptıkları takdirde yapılan ilk genel seçimde çok büyük başarılara imza attıkları görülecektir.

Daha da önemlisi sağcı solcu her siyasetçi tarafından seslendirilen “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” söylemi yerel seçimi kazananlar için çok büyük bir umut kaybedenler için ise olağanüstü bir umutsuzluk anlamını taşıyor.

Sonsuz iktidar elbette ki yok, kurulan her siyasi parti belli bir süre kaldıktan sonra yerini başka bir siyasi partiye başka bir iktidara devrediyor.

Bakalım CHP 31 mart tarihinde gösterdiği bu başarıyı yapılacak ilk genel seçimde iktidar ile taçlandırabilecek mi.?

Bekleyip hep birlikte göreceğiz.