Yapılacaksa… 
Yani, eğer yapılabilecek ise, önümüzdeki seçim; laik ve demokratik bir hukuk devleti olarak ülkenin 

var oluş; ya da yok oluş basamağıdır.
Bu gerçeği [bu yazıyı okuyacak olan] herkesin bildiğini var-sayıyorum.
Hayır biliyorum.
Ama…
Bilmek başka, bu bilgiyi içselleştirmek, yani yaşamımızın içine yerleştirmek; yani, bu bilgiye göre davranışlarımızı yönetmek çok daha farklı bir şey.
Özellikle geleceğini siyasetteki tırmanışına bağlamış insanlarımızın bu bilginin sadece etrafından dolaştıklarını var sayıyorum.
Evet maalesef bu gerçeği de biliyorum.
Çıplak gerçek orta yerdedir:
** Seçim yapılırsa, ya merdiveni bir adım daha tırmanacağız; ya da paldır küldür aşağılara yuvarlanacağız.
O zaman ne yapmak gerek?
Siyaset adamlarımızın bu gerçeğe göre kendilerine ayar vermelerini sağlamak gerek.
Demokrasi işte budur.
Parti içi demokrasi, halk demokrasisi, “cumhur” yönetimi budur!
Hepimize bu imkanları verir.
Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletin ise, millet bu sorumluluğu üstlenip konuşmalıdır. Yazıp çizmelidir. Haykırmalıdır. Yürümelidir. Bağırıp çağırmalıdır.
Elinden ne geliyorsa onu yapmalıdır.
Ve doğru-düzgün-namus duygusunu yitirmemiş…
Ve en önemlisi de halkın içine girdiğinde kimsenin onu yadırgamayacağı, kendisinden bulduğu bir kişinin cumhurbaşkanı adayı olmasını sağlamalıyız.
Bu kişi, beyaz yakalı olmayı kişiliği haline getirmiş bir insan olmamalı.
Liderlik yeteneği olmalı.
Ve karizmasıyla, duruşu ve seslenişi ile inandırıcı olmalı ve kitleleri peşine takabilecek bir ruh ve yetenek taşımalıdır.
Siyasetin ayak-oyunlarından sıyrılma ve arınma [arındırma] vaktini yaşıyoruz.
Ülke bu kavşak noktasına gelmişken hale kendi kişisel ihtiraslarını öne koyan bir kimlik, yarın nerelere tırmanır, düşünmenin zamanıdır.
İçinde geçtiğimiz bu ateş çemberine rağmen en önce ben, sadece ben, illaki ben, diyenleri teşhis etmeli, açığa çıkartmalı ve deşifre etmeliyiz.
Bugün haykırırsam, yarın benim halim ne olur, siyasi geleceğim riske girer gibi ve benzeri bencilliklerden mutlaka uzak durmalıyız.
Gerçek yurtseverlik bu demektir.
Vatansever olmak için mehter marşı çalması gerekmez.
İnsan olmanın, hoşgörünün, alçakgönüllülüğün, özverili olmanın cevheri bu erdemlerin içinde aranmalıdır.
Beceremeyecek miyiz?
O zaman sonuç bellidir.
Ve eğer bu sonucun içine düşecek olursak, herkes kendi kendine, bu düşüşün birinci derecede sorumlusu kimdir acaba, diye boşu boşuna sormasın.
**Sorumlu daha bugünden bellidir!

http://www.soruyusormak.com