2021 yılında imzalanan ‘Çevreme duyarlıyım değerlerime sahip çıkıyorum (ÇEDES)’ protokolünün kapsamı 2022-2023 eğitim öğretim yılında genişletildi. ÇEDES projesiyle çocukların farklı inanç ve kimliğe sahip olanların ayrımcılığa uğrayacağı endişesi taşımıştı. Bu endişe Didim’de gerçek oldu. Didim’de lise birinci sınıfta okuyan kız öğrenci, serbest konulu kompozisyon ödevinde feminizmi ele aldığı için ‘Sapık ve faşist’ etiketi yapıştırıldığını ifade etti.
Liseli genç kız yaşadıklarını kaleme alarak şu ifadeler kullandı: Didim’de lise birinci sınıfta okumakta olan bir öğrenciyim. Şu 4 aydır yaşadığım şeyleri özetlemek istiyorum.
Geçen günlerde Türk Dili ve Edebiyatı dersinde öğretmenimiz bizden serbest konulu kompozisyon hazırlamamızı istedi. Ben de “feminizm” üzerine yazdım ve çıkıp sözlü anlatmaya başladım. Ama kadın öğretmenimiz bundan rahatsız olup yarıda kesip,” terbiyesizlik yaptığımı, solcu solcu konuştuğumu, yasaklı kelimeler kullandığımı (kürtaj ve LGBT), sınıfta siyaset yaptığımı söyleyip ödevimi kabul etmedi ve oturttu. Sonrasında bu durumu, sınıfları gezip öğretmenlere ve öğrencilere anlattı ve ben sadece insan, çocuk, hayvan ve toplumun azınlık kesiminin haklarından ve şiddet karşıtı söylemlerde bulunduğum için “sapık ve faşist” etiketi yapıştırıldı.
ÇAĞDAŞ VE LAİK EĞİTİM İSTİYORUZ!
İktidarın laik eğitimi hedef alarak çocukların eğitimi ve geleceğine yönelik adım atmasına öğrenciler ve veliler tepki gösteriyor.
2021 yılında imzalanan ‘Çevreme duyarlıyım değerlerime sahip çıkıyorum (ÇEDES)’ protokolünün kapsamı 2022-2023 eğitim öğretim yılında genişletildi. ÇEDES projesiyle çocukların farklı inanç ve kimliğe sahip olanların ayrımcılığa uğrayacağı endişesi taşımıştı. Bu endişe Didim’de gerçek oldu. Didim’de lise birinci sınıfta okuyan kız öğrenci, serbest konulu kompozisyon ödevinde feminizmi ele aldığı için ‘Sapık ve faşist’ etiketi yapıştırıldığını ifade etti.
Liseli genç kız yaşadıklarını kaleme alarak şu ifadeler kullandı: Didim’de lise birinci sınıfta okumakta olan bir öğrenciyim. Şu 4 aydır yaşadığım şeyleri özetlemek istiyorum.
Geçen günlerde Türk Dili ve Edebiyatı dersinde öğretmenimiz bizden serbest konulu kompozisyon hazırlamamızı istedi. Ben de “feminizm” üzerine yazdım ve çıkıp sözlü anlatmaya başladım. Ama kadın öğretmenimiz bundan rahatsız olup yarıda kesip,” terbiyesizlik yaptığımı, solcu solcu konuştuğumu, yasaklı kelimeler kullandığımı (kürtaj ve LGBT), sınıfta siyaset yaptığımı söyleyip ödevimi kabul etmedi ve oturttu. Sonrasında bu durumu, sınıfları gezip öğretmenlere ve öğrencilere anlattı ve ben sadece insan, çocuk, hayvan ve toplumun azınlık kesiminin haklarından ve şiddet karşıtı söylemlerde bulunduğum için “sapık ve faşist” etiketi yapıştırıldı.
BU YAZDIĞIM SADECE BİR ÖRNEK
Soru sormayalım, merak etmeyelim, araştırmayalım, söyledikleri her şeyi hiç sorgulamadan kabul edelim, kılık kıyafetimizi onların istediği şekilde belirleyelim, istemedikleri hiçbir yazarı, şairi, kitaplarını okumayalım, onların istediği toplantılara katılalım, onların istediği kalıplara girelim istiyorlar. Sınıfta cinsiyetçilik söylemleri çok yapılıyordu, bunlara da karşı çıktım. Peygamberin Hayatı dersimize giren öğretmen mezhepçilik yaptığında da (aleviler için devekuşu dedi. Kuşsun dersiniz deveyiz derler, deve dersin kuşuz derler, hiçbir şey yapmazlar) birkaç kişiyle tepki gösterdik, böyle ayrımcılık yapmayın dedik, hatta konuyu yine idareye taşıdı veliler. Bu yazdığım sadece bir örnek.
Bu yaşananlardan haberdar ettiğimiz gerçek öğretmenlerimiz de var, bize de idarede desteğe geldiler. Eğitim Senli öğretmenler çoğu. Durumu öğrendiklerinde bu yaşadıklarımın kabul edilemeyeceğini, yazdığım ödevin tüm hepsi tarafından gözden geçirildiğinde gayet olumlu olduğunu, tüm canlı haklarına saygı içeren bu söylediklerimde bir yanlışlık olmadığını, benim bir öğrenci, kendilerininse bir öğretmen olduklarının unutulmaması gerektiğini, tanıdıkları kadarıyla benim sorup araştıran, paylaşan, duyarlı ve bilinçli bir öğrenci olduğunu müdüre anlattılar. Zaten buradaki cumhuriyet karşıtı hareket eden diğer öğretmenlerden çok rahatsızlar.
EĞİTİMDE GELİNEN NOKTA ÇOK ÜZÜCÜ VE CAN YAKICI
Öte yanda okullarda atanan ama eğitimden uzaktan yakından alakası olmayan insanların din derslerine girip kulüpler kurup sohbetler yapan, öğrencileri örgütleyen ve beynini yıkayan mezhepçi, bölücü, cinsiyetçi söylemlerde bulunan, şeraiti savunun ve en önemlisi Türkiye Cumhuriyetine ve Ulu Önderimiz ve ülkemizin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret eden, İstiklal Marşımızı bile okumayı reddeden, okunurken eli cebinde gezen öğretmenler var. Buna çok tepki gösteren diğer öğretmenlerimiz var ama sonucu değiştirmiyor. Eğitimde gelinen nokta çok üzücü ve can yakıcı. Cumhuriyetçi Türk genci olarak ben ve bana destek olan öğretmenlerim, ailem, Didim’deki birçok çevre ve arkadaşlarım bu gerici zihniyete karşı mücadele ediyoruz. Laik, çağdaş bir eğitim ve ülke için herkesin elini taşın altına koyması gerekli. Bu güzel aydınlık günleri hep birlikte görmek dileğiyle.
HABER: ELİF DİKBAŞ