Geçtiğimiz günlerde Didim’de, Kaymakamlık öncülüğünde, Didim Belediyesi ve Didim Turizm Altyapı Birliği (DİTAB) iş birliğiyle bir turizm koordinasyon toplantısı düzenlendi. Toplantıya Didim Kaymakamı, Didim Garnizon Komutanı, Didim Belediye Başkanı, Aydın İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili, DİTAB Başkanı, Belediye Meclis üyeleri, oda başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve turizmciler katıldı.
Toplantıda Didim Belediye Başkanının yaptığı açıklamasında:
“Kurum ve kuruluşlarla birlikte çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalar neticesinde Didim'in hak ettiği yere gelmesini istiyoruz. Biliyorsunuz ki Didim, 3T üzerine kurulmuş bir şehir. Turizm, Tarım ve Tarih'in bir arada olduğu bir yer. Şimdi bu üçünü birlikte nasıl daha ileriye götürebiliriz?” dedi.
Yerel basını takip edenler bu açıklamayı okumuştur. Didim basını haber yaptı ama ne kadarı doğru, yanlış bakmadılar. Bildikleri bir şey var, Başkan ne diyorsa o.
Aksini iddia edecek kadar cesareti olan yok zaten.
Artık gazeteciliğin de, siyasetin de cılkı çıktı. Yerel yönetimin yaptıkları ortada. Yerel yönetime oy verenler bile belediyeden şikâyetçi.
Önce gözü kapalı oy veriyorlar, sonra da zır zır şikâyet ediyorlar. Sorsan hepsi entel-dantel, her şeyi biliyorlar maşallah!
Unutmayın: Hak ettiğiniz gibi yönetilirsiniz.
Neyse, konumuz 3T’ye dönelim.
Koordinasyon toplantısında Belediye Başkanımızın sözünü ettiği o “3T” neymiş bakalım:
Turizm, Tarım ve Tarih.
Didim’de Turizm mi?
Yaz biter bitmez, Altınkum’daki sahil tuvaletleri kapanır.
Yaz biter bitmez, sahildeki çöpler toplanmaz.
Yaz bitti mi, Plaj temizlenmez.
Yaz biter bitmez, Altınkum Yalı Caddesi otoparka döner.
Sahildeki restoranlara gidenler denizi değil, park etmiş arabaları izler.
Ve daha da vahimi; 30 yıldır ilk kez, Didim olarak turizm fuarlarına Belediye Başkanımız hariç hiçbir turizmci katılmadı.
Önce neden fuarlarda yokuz diye sinirlendim ama sonra Belediye Başkanının haklı olduğunu anladım!
Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından Didim’e gelen insanları mağdur etmemek için fuarlara katılmamışız (!)
Çünkü:
Yaz başlar, otel mühürlemeleri başlar.
Yaz başlar, tatilciler otelden dışarı atılır.
Yaz başlar, sinekler istilaya başlar.
Yaz başlar, çöpler dağ olur.
Yaz başlar, zabıta baloncu kovalama yarışına girer.
Bakın sosyal medyada Zabıtamızın yatığı ile bir numarayız!
Didim Belediyesi zabıtasının kovaladığı baloncunun, her köşe başında izin verdiğiniz mısırcılardan farkı ne? O da vergi vermiyor, Onunda sabit bir adresi yok. Aldığını sattığını soran yok. Onun da Oda kaydı yok. Temizlik hiç yok.
Didim’de sezon başlar, rezillikler başlar. vs. vs.
Şimdi gelelim Tarım kısmına...
Belediyemizin tarım sektörüne ne gibi bir katkısı olduğunu bilen var mı?
Zeytincinin sulama sorunuyla ilgilenen var mı?
Zeytin üreticisinin tarlasına malzemelerini koymak için 8-10 m²’lik bir kulübe yapmasına bile izin verilmediğini bilen var mı?
En son yapılan Zeytin Festivali’ne gidenler görmüştür:
3-5 zeytinci dışında her taraf incik boncuk doluydu. Zeytin üreticisi yoktu.
Akköy ve Akyeniköylüler gelmedi bile.
Belediyemiz, 7-8 dönümlük lavantaya verdiği önemi, 8.000 dönümlük zeytine vermiyor. Belediye başkanı tarımdan bahsediyor.
Didim’de tek lavanta eken belediyemiz, yıllardır Lavanta festivali yapıyor. Bu kadar lavanta kokusu bile Didim’in dört bir yanından gelen pis kokuları örtbas etmeye bu güne kadar yetmedi.
Ve geldik Tarih meselesine...
Apollon Tapınağı’nın çevre düzenlemesi aylardır sürüyor, bitince nasıl sonuçlanacak göreceğiz.
Bu çalışmada belediyenin hiçbir katkısı yok. Uzaktan bakmakla yetiniyorlar.
Milet, Apollon’dan bile kötü durumda.Bu tarihi yeri her yıl binlerce turist ziyaret ediyor ama, Didim Belediyesi’ni Milet de gören var mı?
Bu bölgelerde hizmete geldi mi “Sit alanı” bahanesi dillerden düşmüyor.
Vatandaş bir şey istese “sit alanı” denilip kestirip atılıyor.
Bu yerlerdeki çöpleri toplamayı hizmet sananların Tarihden bahsetmesi çok komik oluyor.
Kötü örnek olur mu bilmem ama insan bazen “Yoranlı Kamacı”yı aramıyor değil.
Usulsüz de olsa sit alanına yol, kaldırım yapıyordu ve dükkân yapanları görmüyordu (!)
Aslında ben bu 3T”nin yanına dörtüncü “(T)ırt” ekleyecektim ama yazım çok uzadı, Başka bir yazıya yazarım.
Görüşmek üzere.