Vatandaş, Denizimizi, Çevremizi kirletenler ve Sahilleri işgal edenleri şikayet edecek kamu kurumu arıyor.

Didim’in dün­ya­ca ünlü Al­tın­kum Plajı’nda ya­şa­nan çevre kat­li­amı her geçen gün vahim bir hâl alı­yor. Turku­az ma­vi­siy­le, altın sa­rı­sı kum­sa­lıy­la bin­ler­ce yerli ve ya­ban­cı tu­ris­ti ağır­la­yan bu eşsiz koyda artık sa­de­ce gü­neş­len­mek değil, pis­lik­le ve sinekle sa­vaş­mak ge­re­ki­yor.

Ku­ral­sız­lık, ne yazık ki artık Didim’de ola­ğan hale geldi. Yasa ve ya­sa­ğa al­dır­ma­dan, key­fin­ce ha­re­ket eden kişi ve iş­let­me­ler sa­hil­ler­de adeta cirit atı­yor. Kimi zaman de­ni­ze fo­sep­tik bo­şal­tıl­dı­ğı id­di­ala­rı, kimi zaman plaj­la­ra ge­li­şi­ gü­zel yer­leş­ti­ri­len du­ba­lar ya da özel alan iş­gal­le­ri gün­de­me ge­li­yor. Ancak çözüm nok­ta­sın­da somut bir adım gören yok.
Her yıl olduğu gibi, bu yılda her gün başka bir koy­dan gelen şi­ka­yet, ihbar ve gö­rün­tü­ler, Didim’in kı­yı­la­rın­da oy­na­nan büyük bir çevre su­çu­nu göz­ler önüne se­ri­yor. Bazı so­rum­suz tekne sa­hip­le­ri, ka­nu­na ve çevrelerine mey­dan oku­ya­rak de­ni­ze sin­ti­ne ve fo­sep­tik su­yu­nu bo­şal­tı­yor. Yani kı­sa­ca­sı; insan atı­ğı­nı doğ­ru­dan in­san­la­ra bu­laş­tı­rı­yor­lar!

1-70

Bu iki fotoğrafın olumsuzlukları ile  ilgilenecek Kamu kurumun adını bilen var mı?

2-43

3-228

Yaz se­zo­nu tüm ha­re­ket­li­li­ğiy­le Didim’de baş­la­dı, ancak sa­hil­le­ri­miz her za­man­kin­den daha sa­hip­siz ve de­ne­tim­siz bir halde se­zo­na gir­miş du­rum­da. De­ne­tim­siz­lik, so­rum­lu­luk ek­sik­li­ği ve ku­rum­sal il­gi­siz­lik, ken­ti­mi­zin en de­ğer­li ha­zi­ne­si olan sa­hil­le­ri­mi­zi teh­dit eder hale geldi.

Va­tan­daş­lar ne ya­pa­ca­ğı­nı şa­şır­mış halde. Du­yar­lı yurt­taş­lar, gör­dük­le­ri olum­suz­luk­la­rı be­le­di­ye­ye bil­dir­dik­le­rin­de, ge­nel­lik­le "Aydın Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si’nin so­rum­lu­lu­ğun­da" ya da "bizim yetki ala­nı­mız­da değil" şek­lin­de ce­vap­lar alı­yor. Yetki kar­ma­şa­sı, hiz­met ek­sik­li­ği­ni giz­le­ye­mez.

Didim Be­le­di­ye­si her şeye ye­ti­şe­me­ye­bi­lir, ama en azın­dan va­tan­da­şın hangi ku­ru­ma baş­vur­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni açık­ça yön­len­di­re­bil­me­li­dir. Bu ka­da­rı­nı vatandaş hak edi­yo­r.
So­run­la­rın üstü ör­tü­le­rek değil, şef­faf­lık­la, yön­len­dir­me ile ve iş bir­li­ğiy­le çö­zü­le­bi­lir. Yet­ki­li­ler­den bek­len­ti­miz; topu bir­bi­ri­ne at­ma­dan, Didim’in do­ğa­sı­nı, de­ni­zi­ni, tu­riz­mi­ni ko­ru­ya­cak adım­la­rı ge­cik­me­den at­ma­la­rı­dır.

Çünkü Didim, sa­hip­siz değil; sahip çıkan du­yar­lı in­san­lar­la dolu. Artık ku­rum­la­rın da bu so­rum­lu­lu­ğu his­set­me za­ma­nı geldi de ge­çi­yor!