Canan Kaftancıoğlu üzerindeki salt-siyasal, adliye-siyasal, saldırı-siyasal, baskı-yıldırma-siyasal stratejilerinin nedenleri üzerinde söz söylemenin [içinde bulunduğumuz süreçte] çok anlamlı olmadığını düşünüyoruz.
Bu açık gerçekleri görmeyen ya da zihninin bir köşesine yerleştirmeyen “kişi”leri bir kenara koyuyor, devam ediyoruz.
Bu yazının sorduğu sorular açık ve oldukça nettir.
Ama illaki yanıtlanması gereken sorulardır bunlar.
Bu sorular yetkililer tarafından yanıtlanmıyorsa eğer, bizim bu suskunluk olgusunu da ayrıca sorgulamamız gerekir.
Sorularımız şunlar:
Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezaların bir kısmının da olsa Yargıtay tarafından onanması üzerine, milletvekillerinin -acilen- İstanbul’a çağırılması… [güzel-hoş-doğru bir hamle] Ama, sonra İstanbul İl Merkezi önünde toplanmış heyecanlanmış/coşkulu kalabalığa karşı yapılan o birkaç dakikalık konuşmanın anlamı neydi?
Canan Kaftancıoğlu’na niçin bir çift laf etmesi için söz verilmedi, imkan tanınmadı?
O yoğun kalabalığın coşkusunun birkaç dakika içinde böylece söndürülmesinin anlamı ve amacı neydi? Hele hele eğer varsa “stratejisi” kaç okka çekiyordu?
Ayrıca;
Geldik Sadat seferine…
Hamle önemli mi, güzel mi, doğru mu, ses getirecek cinsten mi?
** Evet bin kere!
Ancak sorumuz şu:
Niçin hemen ertesi gün?
Bu doğru hamle bir süre önce ya da bir süre sonra yapılamaz mıydı?
Canan Kaftancıoğlu’nun gündemde kalması böylece yok edilmedi mi?
Bu da mı o “strateji”nin bir parçası?
Yoğun halk kitlelerinin böylece heyecanı sönmedi mi; söndürülmedi mi? 
CHP’nin daha [çok] sonra, taaa… 21 mayısta bir miting düzenleyeceğini ilan etmesi bu sönmüş heyecanı ne ölçüde ateşleyebilir?
Ne kadar büyüklükte bir bilinç bilenmesi yaratabilir?
Ayrıca… Canan Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezasına karşı oluşan tepkiyi Klıçtaroğlu’nun adıyla anılan Adalet Yürüyüşü eylemine eklemlemek… [Lütfen dikkat edilsin: Eklemlemek sözcüğünü bilerek kullanıyoruz] ne ölçüde doğru hamledir?
Ayrıca bu hamle neyin hamlesidir? 
Otobüsler dolusu parti üyeleri ile meydan doldurmakla, kendiliğinden gelişen spontane bir coşku kıyaslanabilir mi?
Son bir soru ile bu tatsız yazıyı sonlandırmak istiyoruz:
** Acaba kaç milletvekili [alelacele-koşar adım] İstanbul’a ulaştı?
Lütfen boş karşılansın: Sahici demokrasi içinde bizim de bu gibi soruların yanıtını merak etmek [ve sorgulamak!] en doğal hakkımız…

www.soruyusormak.com