Karne kavramı Fransızcadan dilimize alınmıştır. Öğrencilerin her dersten aldıkları notları velilerine bildirmek için okul idaresince düzenlenen belge.
Almanya’da on altı eyalet sırayla öğrencilere karneyi ders yılı sonunda verdi, böylece altı hafta yaz tatili başlamış oldu. İlk eyalet 28 Haziran’da, son eyalet 1 Ağustos’ta tatile başladı.
Daha önceki bazı makalelerim de yazmıştım, Türkiye’de hiç değilse yedi bölge birer ikişer hafta aralıkla öğrencilere karneleri verip, yaz tatiline girse, trafikte çok fazla sorun olmaz, turistik kentlerde hizmet kalitesi düşmez.
Hem Türkiye’de hem de diğer Güney Avrupa ülkelerinde, bazı turistik kentlerde yerli halk ihmâl ediliyor, hizmet kalitesi düşüyor, resmi daireler görev yapmada zorlanıyor. Yerli halk sesini duyurmaya çalışıyor, bazı turistik kentlerde şehre giriş ücreti ödeniyor, Venedik gibi.
Karnesinde aldığı notlardan memnun olmayanlar, üzülen öğrencileri destekleyen, sosyal kuruluş ve psikologlar var.
İyi notu olan öğrencileri ödüllendirmek, hediye, harçlık şeklinde olabilir. Karnesinde pek iyi olan öğrencilere hediye veren firmalar vardır, döner gibi.
En fazla beklenen hediye seyahat etmek, seyahat kelimesi Arapçadan alınmıştır. Uzak bir yere gitmek üzere yapılan yolculuk, gezmek görmek, dinlenmek amacı güdülür.
Uçakla bugün daha kolay ve daha hızlı yapılabiliyor, sabah kahvaltısını Berlin’de yapan yolcu, öğleye veya akşama İzmir veya Antalya’da olabiliyor.
Okul yaz tatilinde ekonomik nedenlerden dolayı seyahat edemeyen çocuklu aileler var. Bu ailelerin çoğu vatandaşlık parası adıyla sosyal yardımla geçimini sağlamak zorunda olanlar.
Avrupa’da silahlanma yarışı maalesef Almanya’ya da sirayet etti. Sosyal, kültürel, ekonomik, bilim alanında kısıtlamalara sebep oluyor.
Gezegende tek örnek sosyal devlet adını korumada çok zorlanıyor.
Kızı varlıklı ailelerin bulunduğu bir semtteki liseye giden bir anne anlatıyor: “Seyahat edemiyoruz, diğer öğrenciler tatilden sonra sınıfta gezilerinden anlatınca, kızım utanıyor.”
Çocuklara fakir olmanın nedenini anlatmak elbette kolay değil. Almanya’da seyahat etmek İkinci Paylaşım Savaşı’ndan otuz yıl sonra başladı. Hiçbir zaman fakir fukaranın olmadığı bir zaman dönemi olmamıştır.
Ekonomide küreselleşme adı altında zengin, fakir arası fark açıldı, uçurum büyüdü. Türkiye’de şikâyet eden halk, dünyadaki gelişmeye de bakmalı.
İzmir’den bir hanım Yurtdışı Türkleri kaydederek: “Almanya’dan gelip,tatil yapıyorlar. Ben İzmir’den turistik bir kente gidip, bir hafta bile izin yapamıyorum.” Almanya’dan Türkiye’ye seyahat edebilenlere göre değer biçiyor, Almanya’da da fakirlerin seyahat edemeyeceğini bilmek istemiyor. Tatilini evde geçirmek zorunda kalan öğrenciler psikolojik olarak olumsuz etkileniyor. Tatilde seyahate gidemeyenlerin sayısı bu yıl iki katına çıktı, haberi dinlerken sayıları not edemedim.
Aileler dayanışma, bilgilendirme yoluyla tatillerini yaşadıkları şehir ve kentlerde eğlenceli ve renkli olarak geçirebilirler. Öğrenci ve ailelerine bilgi veren psikologlar, sosyal uzmanlar var. Berlin’de tatil kitapçığı artık yazılı yok, ama internet aracılığıyla, aileler en yakın ilçelerden bilgi alabilirler. Yaz tatilinde çoğu müzeler giriş için öğrencilerden ücret almıyor.
Liseyi bitiren öğrenciler diploma (Abitur) alıyorlar. Diploma kavramı Yunanca’ya dayanıyor. Bir öğrenim derecesini bitirene ya da sanatta, bir meslekte yetki kazanana verilen belge, eş anlamı şahadetname, yüksek okul hukuk diploması, doktor diplomasi gibi. Almanya’da henüz sahte diploma skandalı çıkmadı, fakat İnternet Çağında denetimde zorluk tüm gezegende hâkim. Şimdilik bu ülkede devlet nerede sorusu sorulmaz, sosyal sıkı denetimli devlet her yerde, her durumda varlığını gösterir.
Liseyi başarıyla bitiren öğrencilerin aileleri varlıklı ise, çoğu kez hayatî denenim kazanmaları için Yeni Zelanda ve Avustralya’ya bir yıl gidip, çalışıyorlar.
Yoksul ailelerin çocukları için Türk dernek, vakıf, diğer sivil kuruluşlar Yurtdışı Türkler Dairesiyle birlikte çalışıp, öğrencilere seyahat imkânı verebilirler. Gençler Türkiye’yi tanımış olurlar, üniversiteye girmeden, hangi branşı seçecekleri konusunda zaman kazanmış olurlar. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden Konsolosluklar nezdinde eğitim müşavirleri aracı olup, yardımcı olabilirler.
Avrupalı Türkler Türkiye turizmini canlandırdı haberinde, çocuk ve torunlarına Yazlık mirası bırakan ilk nesil konuk işçilerin ve Yurtdışı Türkler Dairesinin Hoş Geldiniz kültürünün hakkını vermek lâzım. Ağustos ayı başında öğrenciler meslek okullarına yerleştiriliyor.
Onuncu sınıftan sonra alınan orta öğretim diplomasıyla (Mittlere Reife) dilekçe veren öğrenciler, arzu ettikleri meslek okullarından cevap alamıyorlar. Araştırmalar Alman sınıf arkadaşıyla aynı başarıyı gösterdiği halde, Türk adından dolayı ayrımcılığa uğradıklarını belgeliyor. Bu durumda gençleri suçlamadan ziyade sistemin ırkçı olduğunu söylemeli ve kabul edilmelidir. Altmış yıldır üstü kapalıydı, ama artık adı kondu, şikâyet edecek merciler var.
İşin arkasını bırakmamak gerekir, bu konuda Berlin’de resmi makam var, ayrımcılık ve ırkçılığa karşı mücadelede yardımcı olunuyor.
Tatil kelimesi de dilimize Arapçadan alınmıştır, çalışmaya ara verme, çalışmayı durdurma, eşanlamı dinlence. Karne veya diploma alan öğrenciler dinlenmeyi, gelecek ders yılı için enerji toplamayı hak etmiştir. Sosyal devlet ve kuruluşları varlığını gösterip, etkin önlemler almalıdır. Ki zengin fakir bütün öğrenciler seyahat edebilsin, aileler yalnız bırakılmasın.
Hoşça kalın!
Not:
Bu konuda makale yazma fikrini Cosmo Radyo (WDR) Türkçe bölümünün 30.07.2025 tarihinde yaptığı yayınından aldım. Metin internetten kaldırıldığı için, sayıları not edemedim.