Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451’i, kitapların yakıldığı bir dünyada bilgiyle direnen insanların öyküsüdür. Bugün kitaplar yakılmıyor belki ama okunmuyor, sorgulanmıyor, bir köşeye atılıyor. Çünkü yeni bir mecra var; Yapay Zekâ ve karşımızda şu soru duruyor: Bilginin geleceği kitaplarla mı, algoritmalarla mı biçimlenecek?
Bradbury’nin romanında itfaiyeciler yangın söndürmek için değil, kitapları yakmak için vardır. Çünkü sistem, düşünmeyi değil, itaati ödüllendirir. Kitaplar ise her an için tehlikelidir; çünkü kitaplar anımsatırlar, kitaplar sorgulatırlar, kitaplar uyandırırlar.
Ve sistemin en büyük düşmanı da budur; UYANAN İNSAN.
Kuşkusuz bugün fiziksel olarak kitaplar yakılmıyor olabilir. Ama Google algoritmaları, sosyal medya manipülasyonları ve puan endeksli akademi sistemleri; kitapların özünü, anlamını ve işlevini sessizce yakıyor.
Yapay zekâ destekli üretim araçları; özellikle de ChatGPT, DeepSeek, Gemini Advance gibi büyük dil modelleri, bugün milyonlarca insanın bilgiye ulaşma ve metin üretme biçimini dönüştürdü. Ama bu dönüşüm, beraberinde şu ikilemi getiriyor:
Olumlu Yüz:
-
Bilgiye hızlı erişim
-
Yaratıcı içerik üretimi
-
Dijital asistanlık
-
Okuryazarlığın demokratikleşmesi
Tehlikeli Yüz:
-
Filtrelenmiş bilgi
-
Algoritmik önyargılar
-
Entelektüel tembelleşme
-
Derinliksiz içerik enflasyonu
Distopik roman Fahrenheit 451’de kitaplar yakılıyordu.
Yapay Zeka çağında ise içerikler "optimize" ediliyor, ama bu durum daha sessiz, daha sinsice bir yakma biçimidir ne yazık ki...
Ve Ben;
Kitaplarımı yakmıyorum.
Yapay zekâ ile çalışsam bile onları başucumda tutuyorum.
Altını çiziyorum, not alıyorum, Yapay Zeka'nın verdiği bilgilerle, kitaplardaki bilgileri karşılaştırıyorum.
Bazen kitapla tartışıyorum, bazen algoritmayla...
Çünkü benim üretkenliğim; yalnızca veriyle değil, vicdanla düşünmektir. Yalnızca algoritma değil, anlam üretmektir. Yalnızca hız değil, derinlik arayışıdır.
Ben bir dijital yokedici değilim.
Ama geçmişi yakanlara karşı, kitaplarla yürüyen bilginin, bilmenin, bilimin tutkunuyum.
Geleceğin bilgisi, ne yalnızca kodlarda, ne de tozlu kitap raflarında gizli...
O bilgi, ikisini birleştirenlerde saklı:
-
Kitaplara vazgeçmeyen ama dijital araçlardan korkmayanlarda
-
Yapay zekâyı kutsamayan ama düşman da görmeyenlerde
-
Tarihsel hafızayı taşıyan ama geleceği biçimlendirmeye cesaret edenlerde
Dolayısıyla bugünün çağdaş insanı; üretken yapay zekâyla yol almalı ama Fahrenheit 451'deki itfaiyeci gibi kitaplarını da yakmamalıdır. Kitaplarla birlikte düşünüp, sorgulamalı, yapay zekâ ile üretmelidir. Çünkü bilgi; ne kutsal bir metin ne de yalnızca bir veri yığınıdır. Bilgi; sorgulayan zihinlerde yaşayan bir direniştir.
Ve çağdaş insan bu direnişi; yalnızca algoritmalara teslim etmemelidir ve asla kitaplarından vazgeçmemelidir.