Yüz kere yazdık; bin kez daha yazacağız. Ve işe aşağıdaki soruyu sormakla [yeniden] başlayacağız:
Türkiye insanının [yani Türkiye’nin] en önemli, en temel, en acil sorunu nedir?
1.- Pandemi!
2.- Ekonomik çöküntü, hayat pahalılığı.
3.- İşsizlik…
4. Hemen ardından; tarımın çöküşü, sanayinin iflasın ucuna kadar gelmiş olması, TL’nin acıklı/trajik/feci durumu, cari açığın kapatılamaz hali, demokrasinin felç olması, yargının çivisinin tümüyle yerinden oynaması…
Bu sorunların her birine birer birer dokunuyor; ama bir tanesi istisna. Pandemi belasının dokunulmazlığı var adeta.
Peki neden?
Bugünkü AKP yönetiminin hata üstüne hata yaptığı, bir türlü doğru dürüst, bilime dayalı, açık-şeffaf bir biçimde yönetemediği bir süreç…
Ve bu sürecin kötü yönetilmesi nedeniyle hayatını yitiren bunca insanımız, hasta olan insanlar, yaşamları kararan aileler…
Bu nedenle daha da bozulan ekonomi, dayanılmaz hale gelen işsizlik, hayat pahalılığı, çığırından çıkan dolar/avro artışı, kısıtlanan kişisel özgürlükler ve saire, bir daha vs…
Bir buçuk yılı aşkın bir süredir plansız programsız yürütülen tedbirler, zamansız gevşetilen önlemler, tamamen başı boş hale gelen normalleşme garabeti… Bir ve saire daha!
Sıkıntıdan, çaresizlikten bunalıma giren, hasta olan yığınlar…
Ve bu listeye ekleyeceğimiz çok sayıda felaket, güçsüzlük, kaos…

Tamam…
Herkesin bildiği bu sıralamayı niçin yeniden gündeme taşıyoruz?
Yanıtı çok basit ve acıklı:
ÇÜNKÜ, bu ülkenin ana muhalefet partisi bu büyük sorunu –her nedense- hala görmüyor…
Peki ama, niçin?
CHP neden ülkenin bir numaralı hayat/memat meselesine arkasını döner?
CHP hangi gerekçelerle her gün ölen, hastanelerde sürünen insanlarımızı gündemine taşımaz?
Cumhurbaşkanı ile söz yarışmasına girdiniz, birinci çıktınız, kupa kazandınız; ne yazar?..
CHP halkın sorunlarına kürsülerden süslü laflar üreterek değil, o sorunların içine girip, bizzat yaşayarak iktidara yürüyebilir.
Siyasal taktik çalışmaları olmasın mı, olsun; ama biraz yerini-sırasını bilsin …
Önce insan diyorsak, önce onun öncelikli hayati sorunları ile birlikte yaşayalım. Hayata onların penceresinden bakalım.
Ötesi nutuk edebiyatıdır.
Bu edebiyat sizi-bizi, hiç kimseyi, hiçbirimizi, hiçbir yere götürmez; götüremez…SİYASETİN GÜNDEMİNDE DEĞİL?