“Dilde, fikirde, işte birlik”
Bir Fikir Adamı, Bir Medeniyet Öncüsü
* yüzyıl sonları, Türk ve İslam coğrafyası için adeta bir kırılma noktasıydı. Rusya İmparatorluğu’nun baskısı altında yaşayan Türk halkları, kimliklerini ve kültürlerini muhafaza etmekte zorlanıyor; Batı karşısında geri kalmışlık tartışmaları hararetle sürüyordu. İşte tam da bu dönemde, 1851 yılında Kırım’ın Bahçesaray şehrinde dünyaya gelen İsmail Gaspıralı, yalnızca Kırım Türklerinin değil, bütün Türk Dünyası’nın aydınlanma mücadelesine yön veren bir fikir adamı olarak tarih sahnesine çıktı.
Eğitimde Reform ve “Usûl-i Cedid” Hareketi
Gaspıralı’nın en büyük hedefi, Türk topluluklarının cehalet zincirini kırmaktı. Geleneksel medrese eğitiminin çağın ihtiyaçlarını karşılamadığını görerek “Usûl-i Cedid” (Yeni Yöntem) adı verilen modern eğitim sistemini geliştirdi. Bu metotla, kısa sürede okuma-yazma öğrenmek mümkün hale geliyor; matematik, tarih ve coğrafya gibi derslerle çağdaş bilgilere erişim sağlanıyordu.
* İlk Usûl-i Cedid okulu 1884’te Bahçesaray’da açıldı.
* Kısa sürede bu model, Kafkasya’dan Orta Asya’ya, İdil-Ural’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyaya yayıldı.
Gaspıralı, eğitimi yalnızca bireysel gelişim için değil, toplumsal ilerlemenin ve milli uyanışın temel taşı olarak gördü.
Tercüman Gazetesi ve Türk Dünyası’na Ortak Dil
1883 yılında Bahçesaray’da çıkarmaya başladığı “Tercüman” gazetesi, Türk Dünyası’nın ortak sesi oldu. Gazete, yalnızca Kırım’da değil; Kazan’dan Buhara’ya, İstanbul’dan Kahire’ye kadar geniş bir coğrafyada okunuyor, fikirlerin yayılmasını sağlıyordu.
Burada en önemli mesele, ortak bir edebi Türkçe oluşturma çabasıydı. Çünkü Gaspıralı’ya göre:
* Dilde birlik, kültürel bütünleşmenin kapısını aralayacaktı.
* Fikirde birlik, ortak bir bilinç doğuracaktı.
* İşte birlik, ekonomik ve siyasi kalkınmayı beraberinde getirecekti.
İşte onun meşhur şiarı:
“Dilde, fikirde, işte birlik.”
Türk Dünyası’nda Birlik Fikri
Gaspıralı’nın ortaya koyduğu birlik fikri, bir “siyasi imparatorluk” hayali değil, kültürel ve zihinsel bütünleşme projesiydi.
* Her Türk topluluğu kendi devletinde varlığını sürdürürken, ortak bir kültür ve bilinç oluşturmalıydı.
* Bu birlik, milletlerin kendi kimliklerini kaybetmeden, birbirini tanıyarak ve işbirliği yaparak gelişmesini öngörüyordu.
Gaspıralı’nın fikirleri, daha sonra Ziya Gökalp, Ali Bey Hüseyinzade, Ahmet Ağaoğlu gibi aydınlara ve nihayetinde Türk Dünyası ortaklık projelerine ilham kaynağı oldu.
Mirası ve Günümüze Yansımaları
1914 yılında vefat eden İsmail Gaspıralı, arkasında yalnızca bir gazete veya eğitim modeli değil; Türk Dünyası için bir ufuk bıraktı. Bugün Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulması, ortak alfabe çalışmaları, kültürel işbirlikleri onun ideallerinin modern yansımalarıdır.
Onun şu sözü, hâlâ yol gösterici niteliktedir:
“Milletleri kurtaran yalnız ve ancak muallimlerdir.”
Sonuç: Birlik İçin Gaspıralı’ya Kulak Vermek
Bugün küresel dünyada Türk Dünyası, enerji koridorlarından kültürel projelere kadar büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyelin hayata geçmesi için birlik ruhuna ihtiyaç vardır.
İşte bu noktada, İsmail Gaspıralı’nın seslenişi kulaklarımızda çınlamalı:
“Dilde, fikirde, işte birlik!”
Bu yazı, İsmail Gaspıralı’nın fikirlerini ve tarihsel mirasını, Türk Dünyası’ndaki birlik arayışlarına ışık tutması amacıyla kaleme alınmıştır.
Mavi Didim’in değerli okuyucuları, tarih sadece geçmişin aynası değil, geleceğin pusulasıdır. Bizler de bu pusulayı iyi okumalı, tarihimize, ecdadımıza ve onların bize bıraktığı onurlu mirasa sahip çıkmalıyız.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle...
Ne mutlu Türk’üm diyene! 🇹🇷🇹🇷🇹🇷 Sonsuz Sevgi ve Saygılarımla