Ülkemiz için yapılmaması gerekenler yapıldığında, koca bir imparatorluk parçalandı. İşgalcilerin yutabileceği lokmalara dönüştürüldü. Fakat, tüm mazlum ülkelere örnek olacak şekilde bir Ulusal Kurtuluş Savaşı vererek yeni bir cumhuriyet kurduk. Egemenlik, bağımsızlık ve özgürlük bir ulus için olmazsa olmazlardandır.

Görülen o ki; altın çıkarmanın ülkeye değil, bir avuç yabancı ve yerli ortakları dışında kimselere bir yararı yok. Hatta ülkeye çok korkunç maliyetler yüklüyor. Doğanın tahribatı, hava ve su kirliliği ve yaşamın sona ermesi. Kuşlar yok oldu, otlar ve bitkiler gözükmüyor ayakta ölüyor ağaçlar!

Basından izlediğim kadarıyla, on ton altın çıkarıldığında devlete doksan kilogram altın veriliyormuş(!)…

 BEN ANADOLU…

Kan emiciler parçaladı yüreğimi!

Yoldular saçlarımı, parmaklarımı kopardılar.

Çözüldü direncim, omuzdan koptu kollarım.

Gecelerin kanlı pusularında yaralı tenim.

Ve gördük ki, ihanetçiler bizdendi;

Ve o bizdenler bizi, sırtımızdan hançerledi!

El atılmadık hiçbir yer kalmadı ki;

Susuz bıraktı ciğerlerimi HES’ler.

Daldırdılar böğrüme yağmacı kazmalarını,

Oydu bedenimi madenci sondajları.

Ve sütten kesildi emziren memelerim.

Ağladı kurt kuş, inledi börtü böcek…

Renkleri söndü çiçeklerin,

Ayak üstü kala kaldı ağaç ölüleri!..

Siyanür karıştı en güzel gözelerime.

Ben Anadolu, yüreğim paramparça…

Ferman salmış besleyip büyüttüklerim katlime!

Kan ağlarken kurudu cümle akarlarım;

Yaş kalmadı acılı gözlerimde.

Eridi dağların en yücesi ve söndü ırmaklar!

Ben ki, ihanet edenlerin çaresiz tutsağı;

Ben Anadolu; medeniyetlerin anası.

Şimdi kanadı kolu kırık, yüreğinde hançer yarası!

Beni satanlar, besleyip büyüttüklerim,

İşte onlar yaşama düşman ve insanlığın yüzkarası!