AKP’nin nasıl siyaset yaptığını açıklamak için öyle derinlemesine bilimsel bir araştırmanın içine girmeye gerek yoktur…

AKP’nin siyaset yapma taktiği gayet basit olarak şu temeller üzerine oturmaktadır:

1- Mağdurizm

2- Fıtratizm

3-Düşman yaratmak

4 Tarihi kendi çıkarlarına göre yontma, çarpıtma ve yeniden değerlendirme…

5-"Taraf olmayan bertaraf olur" anlayışıyla kendi taraf(tar)ını hep güçlü tutmak…

6-Dini hep ön planda tutmak… Dini siyasi çıkarları için kullanmak…

7- Algı merkezlerinde algı üretmek ve algıyı yönetmek…

8- Havuz medyası oluşturmak

9-Zemine göre siyaset yapmak…

Bu temel özellikler birbiriyle iç içe girmiş durumdadır ve birbirini tamamlayarak bir siyaset algısı ve bütünlüğü oluşturmaktadır. Yine de şöyle bir göz atalım…

MAĞDURİZM:

Toplum olarak çok duygusal bir yapımız vardır. Mağdurlara, mağdur duruma düşenlere karşı bir acıma duygusuyla yaklaşırız ve onları mağdur durumlarından kurtarmaya çalışırız…

AKP’nin beyin takımı, mağdurluk konusunda algı yaratma merkeziyle ortak çalışmalar yapmaktadır… AKP’yi her durumda mağdur göstermenin yollarını bulmaktadırlar ve de bunda da başarılı olmaktadırlar… Bu önemli bir strajedir… Kendi başarısızlıklarını bile kolaylıkla muhalefete yükleme başarısı göstermektedirler… Dün kol kola oldukları cemaatle birlikte Cumhuriyet’in kendilerini mağdur ettiğini ve travmaya uğradıklarını söyleyenler şimdi Cemaatin mağduru oldukları algısını topluma empoze etmektedirler… Halkımız da geçmişle değil bugünle yaşadıklarından, bu algı yaratma olgusuna hemen inanmaktadırlar ve mağdur olanın peşinden gitmektedirler… Cemaati, muhalefetin üzerine yıkmaya çalışmaktadırlar… Bu konuda algılar üretmeye de devam etmektedirler…

FITRATİZM

AKP, olası başarısızlıklarına kılıf uydurma konusunda da başarılıdır… Maden kazaları ölümleri, çeşitli doğal afetler, kazalar da hemen kadere sığınılmakta tüm bunların yapılan işin fıtratında olduğu algısını yaratarak, toplumun gazını almakta hatta bu konuda onları ikna etmektedirler de…

DÜŞMAN YARATMAK:

AKP’nin en önemli taktiklerinden birisi de zamana ve ihtiyacına göre; yandaş medya kanallarıyla topluma bir düşmanı işaret ederek, kendi bünyesinde bir bütünleşmeyi sağlamaktır. Seçimler yaklaşırken, dikkat ederseniz bir zamanlar kolkola oldukları, görüşmeler yaptıkları HDP’yi düşman ilan ederek, en büyük rakibi –düşmanı- CHP’ye yapıştırma algıları yapmaktadırlar. HDP’nin yasal bir parti olduğunu, seçim bütçesinden önemli payı olduğunu unutarak… İYİ Partiyi düşman ilan etmemesinin nedeni de İyi Partinin tabanına bir mesaj niteliğindedir… Düşman yaratma anlayışı, taraf olmayı gerekli kılan “taraf olmayan bertaraf olur” deyişine ve yüzde elliyi evlerinde zor tutuyorum söylemine de dayanıyor ve toplumda kutuplaşmanın da temelini atıyor… Düşman yaratma anlayışı, çağdaş toplumlara uymaz ama bizim gibi ülkelerde tutar. AKP bunu da çok iyi biliyor…

TARİHİ ÇARPITMAK:

AKP, Osmanlı’yı ön plana çıkararak, hatta Osmanlıyı Türkiye Cumhuriyetine referans göstererek, Atatürk ve Cumhuriyet Devrimlerini küçümsemek gibi bir anlayışın içindedir. AKP, İskilipli Atuf Hoca gibi vatan hainliği tescilli kişilikleri bir kahraman gibi topluma lanse ederken, Cumhuriyeti kuranlara iki ayyaş diyerek itibarsızlaştırması ise tam anlamıyla tarihi kendi inançlarına göre çarpıtmasıdır… Günümüzün şartlarıyla, Cumhuriyetin kuruluş dönemindeki şartları aynıymış gibi yorumlar, değerlendirmeler yaparak toplumun beyninde yanlış algılar oluşturmak da, AKP’nin bu yönde siyaset yapma taktiklerindendir…

TARAF OLMAYAN BERTARAF OLUR

AKP, partisine oy verenleri bir arada tutmaya, kendi partililerini korumaya, kollamaya, desteklemeye yönelik bir anlayışı güçlendirmek için her türlü çalışmayı yapmaktadır… Kendi içindeki yolsuzlukları, hırsızlıkları da bu anlayış nedeniyle örtbas etmektedir… Bu anlayış, seçmeni kendi tarafına çekmeyi, kendi tarafına katılmayanları da bertaraf etmekle tehdit etme anlayışına dayanıyor… Korkularla, tehditlerle kendi taraf(tar)ını güçlendiriyor…

DİNİ KULLANMAK

Dini kendi siyasi çıkarları için bir amaç ve araç olarak kullanmak AKP iktidarı ile ön plana çıkmıştır… AKP kurmayları, Cuma namazlarını, Osmanlı Padişahlarının “Cuma Selamlığı” anlayışla bir gösteriye çevirmişlerdir… Eğitim kurumlarını birer medreseye çevirme, İmam Hatipleri arka bahçeleri yapmaya çalışarak dinden siyasi yönden nemalanma anlayışına gitmektedirler… Tüm bunların laikliğe, Cumhuriyet Devrimlerinin ruhuna aykırı olması umurlarında değildir… AKP algı yaratma merkezi kendi yandaş diğer adıyla Havuz medyasını da kullanarak, AKP kurmaylarına önemli kutsiyetler ve gizemler yüklemektedirler. Bu da toplum tarafından yutulmaktadır…

ALGI MERKEZİ, ALGILAR ÜRETMEK:

AKP’nin en başarılı olduğu alan algı üretimidir. Algı merkezlerinde üretilen algıları havuz medya ve diğer kanallarla topluma pompalayarak toplumda yapay algılar oluşturarak bunu siyasi yarara dönüştürmek bu merkezin görevidir… Mağlubiyetleri, başarısızlıkları, rakamları, göstergeleri çarpıtarak bir başarıymış gibi göstermek de bu merkezin görevidir… Suriye örneğinde olduğu gibi dış siyasetimizdeki başarısızlıkları sanki bir başarıymış gibi göstermek bu algı merkezinin üretimlerinden sadece biridir… İsrail ile her türlü siyasi, ticari ilişkiler en üst düzeyde yapılırken, toplumun gazını almak için uydurulan mizansenlerle, algılarla AKP’nin İsrail’e karşıymış gibi gösterilmesi de bir algı üretimidir…

HAVUZ MEDYA

AKP, yukarda belirttiğim tüm uygulamaları tehditlerle, baskılarla, vergi korkutmaları gibi birçok nedenlerle kendine bağladığı ve adına havuz medyası denilen kurumlar aracılığıyla topluma şırınga etmektedir… Havuz Medya, AKP’nin yayın organları gibi çalışmakta, AKP algı merkezlerinde üretilen algıları topluma anında yansıtmaktadır…

Sonuç olarak: AKP, siyaset yaptığı toplumun yapısını iyi bilmektedir… Zemine göre siyaset yapmaktadır… Müslüman mahallesinde salyangoz satmamaktadır. Bilimsel veriler ve doğrular yerine toplumun duygularını, inançlarını sömürmeye yönelik siyaset yapmaktadır… Bizim gibi az okuyan, araştırmayan, batıl inançları güçlü toplumlar bu tarz siyasal sömürülere maruz kalmaktadır…

Muhalefet ise bu konularda toplumun gözünü açacak yöntemler geliştireceğine, AKP’nin uyguladığı çağdışı yöntemleri taklit etmeye çalışarak iktidar olmak istemektedir… Bu yüzden ülkemizde siyaset tıkanmış gibidir… Toplumun gözünü açacak yayınlar yap(a)mayan medya ise bu siyasal kokuşmuşluğa önemli katkı sağlamaktadır…

Yine de umutlarımızı kaybetmeyelim… Eğitim, sağlık, ekonomi başta olmak üzere çoğu temel sistemlerin alarm vermektedir. Toplumumuz, bu kadar kokuşmuşluğun farkına mutlaka varacaktır ve bunu yaklaşan yerel seçimlerde sandıkta gösterecektir…