Eleştiri olumlu olay ve olguları vurgularken; olmaması gerekenleri de dillendirir. Bu nedenle denetim temelli, haklı eleştirilere toplumun gereksinimi var. Hak, hukuk ve adalet temelinde ortaya konan eleştiriler son belirlemede toplumsaldır. Topluma hizmeti kabul eden görevliler, bu tür eleştirileri hakaret olarak değerlendirme hakkına sahip değildir. Bir yetkili kendisine yöneltilen eleştiriyi hakaret olarak değerlendirdiği an, gerçeği engellemeye yönelmiş olur. Yani, eleştirinin gerçeğe dayalı olarak yapılması özünde gerçeği savunmaktır. Eleştiriler farklı biçimlerde ifade edilebilir. İfadeyi güçlendirmek için kullanılacak örnekler, genel ve yaygın söyleme sahip deyimler olabilir. Seçilen deyimler anlamı güçlendireceği gibi, anlatılması gerekenleri kısaltır. Bu açıdan bakıldığında ekonomik araçlar olduğu söylenebilir. Deyimler, toplumun benimsediği, genel bir kanaat bildirimidir.
Hak savunuculuğu hakkı bilenlerin öncelikli insani görevlerindendir. Bu nedenle uyarı temelli karşı çıkışlar hakaret olarak algılanmamalıdır! Aynı bağlamda denetimler yadsınmamalıdır. Denetimlerin yaygınlığı ve etkinliği, demokratik bir yapının varlığını kanıtlar.
Denetim şeffaflığın, güvenin, katılımın, kalitenin ve sürekliliğin güvencesidir. Genel yarar(kamu yararı) maliyetler ve yöntemsel uygunluklar; yasalara kurallara, kurumsal ilkelere uyum öncelikli gerekliliklerdendir. Tasarrufların yanı sıra, olması gerekenler açısından öneriler içerir. Yani, farkındalıkla, öngörülebilirliklere olanaklar sağlar. Gelişmeleri görerek, gerekli değişimlere vurgu yapar. Kaynakların etkin, verimli ve yararlı olarak kullanılmasını sağlar.
Öteden beri, yasal dayanağı olan kurumlar iç denetimlerini kendileri yapmaktaydılar. Bu yöntem kurumların etkinliğini ve güvenilirliğini artırmaktaydı. Özgür bireyler, bağımsız kurumların verilerini rahatlıkla ve güvenerek kullanırlardı. Bu çıktıları gönül rahatlığı ile referans olarak kabullenirlerdi. Dış denetim, kurum dışından başka bir bağımsız kurumun yapmış olduğu denetimlerdir. Burada uzmanlık söz konusudur. Denetimi yapanların alan uzmanı olmaları gerekir. Denetime tabi olan kurumun mali tabloları ile hesaplarının yasallığı ve tutarlılığı denetlenir. Bu denetimlerin yanı sıra yargı denetimi de olması gerekenlerdendir. Sayıştay denetimi, yasama organı için gereklidir. Temsille yetkilendirilenler, Sayıştay denetimini temel alarak yürütmenin bir kısım eylem ve işlemlerini halk adına denetlemiş olurlar ki; bu demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün olmazsa olmazlarındandır. Sayıştay denetimlerini bağımsız olarak parlamento adına yapar. Bu yetki dayanağını Anayasadan ve yasalardan alır. Aynı zamanda bu yetkiyi kullananların güvencesi de Anayasa ve yasalardır.
Bütçe şeffaflığı ve kamu kaynaklarının kullanımına ilişkin temel ihlaller bulunduğu iddia edilmektedir. Tartışma, bir kısım yatırımların öncelikli olup olmadığı ile ve gerekliliği ile ilgilidir. Bu projelerin ihale edilme biçimi ile ihaleye ilişkin bilgilere ulaşılamamaktadır. Yani şeffaflık ile ilgili sorunlar yaşanmaktadır. Medya kuruluşlarına, gazetecilere, sivil topluma yönelik baskı ve yıldırma politikalarına tanık olunmaktadır. Bu olumsuzluklar karşısında; yargı erki, bağımsızlığını korumalı ve yolsuzlukla mücadele gücünü yitirmemelidir. Geleceğimizi ipotek altına alan Kamu Özel İşbirliği projeleri ve bunlarla ilgili ihale ve sözleşme süreçleri şeffaf olmalı. İhale süreçleri açık bir biçimde yürütülmeli, bu projelerin kamu maliyesine oluşturduğu yük hakkında toplum bilgilendirilmelidir.
Denetimi yapılmayan her iş veya işlem, gri bölgede kalır! Gri bölge, olay ve olguları gerçekle örtüşmeyen anlatımlara kaynaklık eder. Gerçeklikten kopuş, yanılgıların ve kayıpların kaynağıdır.
Şeffaflık hesap verebilirliğin giriş kapısıdır. Toplum açısından ve kamu yararı gereği olarak bazı sorular soralım:
1-Vatandaşlığa kabul edilen sığınmacılarla ilgili işlemler yasalara uygun mu? Vatandaşlığa kabul edilenlerin sayısı ve işlem yapan bölgeler ile ilgili bilgilerin açıklanması. Bu işlemlerin demografik yapı ile ilgili düzenlemeler olup olmadığı?
2-Yap İşlet Devret projeleri ile Kamu Özel İşbirliği adı altında yapılan projelerin ihaleleri kurallara uygun mu? Bu projeler için verilen güvencelerin gerçekle bağdaşmadığına tanık olunmaktadır. Bu fiili durumlar güncellenecek mi? (Zafer Hava Alanındaki sapmalar %98’lere çıkmaktadır.)
3-Atama ve görevlendirmeler liyakatle bağdaşıyor mu? Aynı anda birkaç yerden maaş almak normal mi?
4-Öteki devletlerle yapılan resmi görüşmeler, geleneğe ve kurallara uygun mu?
Bu sorular çoğaltılabilir ama işin özü şu; mutlaka denetimler olmalı ve halk ödediği vergilerin nelere harcandığı hakkında bilgilendirilmelidir.