Dilin birinci anlamı; ağızda serbestçe hareket eden, besinlerin tadını almaya yarayan, ağzın geri kısmında birtakım kaslarla bağlı uzunca bir et parçasından oluşmuş organ. Dil besinleri ağızda evirip çevirmeyi ve yutmayı sağlar.
Safra kesesi ameliyatından sonra yutmanın önemini çok iyi anlamıştım. İnsan vücudu birbiriyle uyumlu çok sayıda makine gibi çalışıyor, üstelik hiç dinlenmeden, durmadan. 
Dilin İkinci anlamı; bir toplumda insanların aralarında anlaşması için kullandıkları sesler dizgesi, eş anlamı lisan.
Anadil, başka diller türetmiş olan dil, Latince gibi. Anadili ise çocuklukta anadan, çevredekilerden öğrenilen dil. Anadilim Türkçedir.
Türkçe Ural-Altay dil ailesine aittir. Macarca, Fince, Uygurca, Özbekçe ve Kırgızca gibi diller bu aileden sayılır.
Başlığa aldığım Dile Kolay, anlatılması, söylenmesi kolay, ama katlanması zor söz. Birine dil uzatmak kolay, birine veya bir şey için kötü söz söylemeden önce sonuçlarını iyi düşünmek gerekir. Toplumda öncü düşünürler, örnek olarak sorumlu davranmak zorundadırlar. Dil kalbin, karakterin kültürün ve şahsın tahsil durumunun aynasıdır.
Köy Enstitülerin devamı olan Öğretmen Okullarında, konuşma sanatına çok önem verilirdi. Günlerce okuyarak, konuyu yazıya dökerek hazırlanırdık. En iyi konuşan sınıf arkadaşları edebiyat öğretmenimiz seçerdi.
Münazara bütün okul öğrencileri önünde, salonda yapılırdı.
Bir konu seçilir, bir grup pozitif, ikinci grup negatif yönleri iddia ederek argümanını kabul ettirmeye çalışırdı. Örneğin; tekerleğin, arabanın icadının insanlığa zarar ve faydaları gibi.
Tartışma neticesinde çarpışan fikirlerle doğru düşünce ortaya çıkacak, buna göre karar alınıp yasa ve kanunlar yapılacak, sonra uygulanacak.
Bugün Federal Almanya Meclisi tam beş saat Korona virüs Pandemiye karşı aşı zorunlu olsun veya olmasın tartışmasını gerçekleştirdi. Mart ayına kadar Milletvekilleri argümanlarını vatandaşlara izah edecekler, oylama sonra yapılacak.
Ülkeleri, partileri, vakıf ve dernekleri idare edenler konuşmalarında şiddete çağrı hissini vermekten kaçınmalıdır. Bilhassa kriz ve tehlike durumlarında şiddet eğilimli gençler fiziki şiddete başvurabilir.
İslâm ve Musevi düşmanlığı sezilen diller, aşırı sağcı gençlerin ellerine silah almasına sebep oldu. Gün geçmiyor ki,
bir camiye, bir sinagoga saldırı olmasın. Bu dinlere mensup olan bireyler de Almanya’da fiziki saldırıya uğruyor. Hatta mezarlara bile zarar veriyor, ölülere dahi katlanamıyorlar. 

Kötü söz söyleyen bir politikacı kendi siyaset hayatının sonunu da getirebilir. AfD partisinden bir politikacı sığınmacıları Almanya’ya kabul etmeyelim, silahla Ege’de vuralım, demişti. Siyaset meydanından çekilmek sorunda kalmıştı.
Toplumun bir kısmını susturmaya yönelik sözler, demokrasinin işlemesine engel olur. Elinde güç olan gücü dile ve söze yansıtırsa, toplum tek sesli olur. Tek bir kişi konuşursa en iyi düşünce bulunamaz. Bu tek bir renkle resim yapmaya benzer.
Bir dil bir insan, iki dil iki insan. Bugün Avrupa’da bir ailede en az dört dil konuşuluyor. Artık komşunun, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin dilleri yabancı dil sayılmıyor. Dünya gençleri İngilizce ile bütün kıtalarda aralarında anlaşıyorlar. İnternet ve teknoloji kaynaklarını çok iyi kullanıyorlar.
Konuşmadan önce düşünmek, bilgi edinmek, beyni çalıştırmak önemli. Söz ağızdan çıktıktan sonra konuşana ait değildir. Dinleyenin davranışını, alacağı kararları etkiler ve yön verir.
Başka düşüncede olan insanları, basın ve medyayı yasak ve korkuyla susturan yöneticilerin ülkesinde bilim ilerleyemez. Edebiyat, sanat ve kültürde dünyada yerini alamaz. Vatandaşlarının taşıdığı kimlik belgeleri saygı göremez.
Federal Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier halkının kalbinde sempati, saygı kazanmıştır. Ilımlı davranışını sağduyulu birleştirici konuşmaları toplumda örnek teşkil eder. Korona zamanında bile çeşitli grup temsilcilerini davet ederek, dertlerini sorunlarını dinlemiş ve çözüm önerilerini konuşmalarına ilâve etmiştir.
Türk konuk işçilerin Almanya’ya gelişinin altmışıncı yıldönümünde Türk ve Türk asıllı ailelere:  
“Sizler göç kökenli değilsiniz, Almanya göç kökenli bir ülkedir. Torunlarımızın büyük anne ve babaların doğum yerleri Berlin, Münih, Ankara ve İstanbul’dur,” diyerek tarihe geçmiştir. Konuşmasını bizzat dinleyen deneyimli gazeteciler, bu konuşma metninin okullarda ders olarak okutulmasını önerdiler.
Görevini çok güzel yerine getirdi. Beş yıl önce SPD parti rozetini çıkardı, herkese her partiye eşit muamele yaptı. Bu nedenle görevine tekrar seçilmesi için ilk teklif diğer partilerden geldi. Tekrar seçilmesine yüzde yüz bakılıyor. Her şeye hayır diyen radikal sağcı parti AfD ve Sol Parti (Die Linke) kendi adaylarını belirliyor. Sol Parti demokrasi yerini bulsun diye ve sokakta yaşayanlara dikkat çekmek için başka aday gösteriyor.
Dili meslek olarak seçen din adamlarından başka, yas günlerinde ve cenaze merasimlerinde konuşmacılar meslek olarak uygularlar. Lisan öğreten öğretmenler, kitap dergi ve makale çevirmenleri de bu meslek grubuna dahildir.
Yazar Ben Lerner Die Topeka Schule, Topeka Okulu romanında Amerika’da halkın kutuplara ayrılmasında, hem özel yaşamda hem de resmi ortamlarda nefret, düşman ve kin duygularıyla konuşmalara yansıyan tehlikeyi anlatıyor. 

Romanın baş aktörü Âdem hatip okulundan mezun, münazara yarışlarında kazanma için çalışıyor.
Lisan aracılığı ile ortaya dökülen, aslında toplumda gittikçe ruhsal hastaların çoğaldığına dikkat çekiyor.
Tatlı dile, güzel yüze doyum olmaz. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
Dilin bal olması, insan haklarının eşit paylaşımına bağlıdır. Eşit paylaşım adaletle mümkündür. Fertlerin ruh sağlığı yerinde olursa, toplumun ruhsal sağlığı da iyi olur.
En eski ve etkin tıp Çin’de uygulanıyor. Çünkü ruh ve vücut bir bütün olarak tedavi ediliyor.

Sağlıkla kalın!