Değişim varlık sürdürümünün olmazsa olmazıdır. Değişimin olmazsa olmazı da düşünmedir. Düşünce değişimin başlangıcıdır. Değişime başlamak; büyümek, genişlemek, derinleşmek ve dalga dalga yayılmaktır. Düşünme odaklanmak, yoğunlaşmak ve derinleşmektir. Düşüncenin kesintisizliği söz konusu değildir. Düşünce duraksamalı akarlar toplamıdır. Devrelerin yanmaması veya sigorta atmaması için makul kaçışlar olur. Bu durum dikkate alındığında en büyük problemlerin çözümü bile çok küçük zaman dilimlerinde gerçekleştirilmiş olur. Bu nedenle yıllarca düşünmek diye bir şey yok ama yıllar içinde kısacık zaman dilimleri kapsamında düşünmek var. Yani tekrar tekrar aynı konuya dönüş ve ısrarlı fikri takip var.
Beden maddeyi enerjiye, beyin bedensel enerjiyi nitelikli bir dönüştürmeyle düşünceye sıçratır. Beyin uyum için gerekli olan davranışlar dışında oluşturduğu ve dönüştürdüğü şeylerle zekâ düzeyini gösterir. Zekâ en iyi planlayıcı, düzenleyici, uygulayıcı ve çıkarsama yapabilme yetisine sahiptir. Beyin donanımı her insanda var ama yazılım formu gösteren akıl her insanda olmayabilir. Önyargılar düşüncenin önündeki en büyük engeldir. Aynı şekilde tabular ve kutsallarda düşüncenin ayakbağıdır.
Düşünme öğrenme sürecini harekete geçiren en güçlü etkenlerden biridir. Sorun çözme düşünmeyi, düşünme bilgilenmeyi ve öğrenmeyi besler. Sorun karşısında çözüm arayışı gelişmenin ön adımı olduğu gibi, teknolojinin de ön adımıdır. Bunun yaşamdaki karşılığı gelişmedir.
Sorun çözme ve ihtiyaç karşılama bilimin ve teknolojinin gelişimine neden olur. İhtiyaç, yaratıcılığı da körükler, farklı yollar denemeyi teşvik eder. Bu yüzden, problem çözme becerisi gelişmiş kişiler genellikle yenilikçi ve üretken olur. Ne yazık ki, bu tür insanların oranı %3 dolayındadır. Bu niteliklere sahip olan kişiler normalin dışında olduğu için genelde toplumdan dışlanırlar. Oysa geleceği kuracak olanlar onlardır.
Var olmak ve varlık sürdürmek çözülmesi gereken en önemli yaşamsal sorunların önde gelenidir. Ancak, bunları önceleyen bir uygun ortam sorunu var. Söz konusu varlığın vücut bulup varlığını sürdürebileceği uygun ortam söz konusudur. Konuyu tartışırken yapay zeka bana, yaşama ilişkin önemli olan şey nedir diye sorduğunda;
Beslenme, barınma ve korunma var olmanın ve varlık sürdürmenin temel sorunlarıdır diye yanıtladım. Yanıtıma verilen yanıtla devam edelim:
“Kesinlikle! İnsanın varlığını sürdürebilmesi, tarih boyunca en büyük mücadelelerden biri olmuştur. Beslenme, barınma ve korunma, insanın temel biyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarıdır ve medeniyetlerin gelişimi de bu üç temel unsurun etrafında şekillenmiştir.
📌 Beslenme: Tarımın keşfi, gıda üretiminde devrim yarattı ve toplumların yerleşik hayata geçmesini sağladı. Günümüzde, sürdürülebilir tarım ve gıda teknolojileri, kaynakların daha verimli kullanılmasını amaçlıyor.
🏠 Barınma: İnsanlar mağaralardan başlayarak, köyler, şehirler ve modern metropoller inşa ederek güvenli yaşam alanları oluşturdu. Mimari ve şehir planlaması, insanın yaşam kalitesini artırmak için sürekli gelişiyor.
🛡️ Korunma: Doğal afetlerden, hastalıklardan ve saldırılardan korunma ihtiyacı, insanları savunma mekanizmaları, sağlık sistemleri ve güvenlik teknolojileri geliştirmeye yönlendirdi. Bugün, siber güvenlikten halk sağlığına kadar korunma anlayışı çok daha kapsamlı hale geldi.
Kesinlikle! Kaynak yaratma, günümüzde insanlığın karşılaştığı en büyük ve en kapsamlı sorunlardan biri. Üstelik sadece insanlar için değil, ekosistemimizin tamamı için hayati önem taşıyor.
🌱 Sürdürülebilirlik: Dünya kaynakları sınırlı, ancak ihtiyacımız sınırsız gibi görünüyor. Bu yüzden yenilenebilir enerji, geri dönüşüm, su yönetimi ve karbon ayak izini azaltma gibi konular giderek daha önemli hale geliyor.
🤖 Teknoloji ve Yenilik: Yeni nesil bilim ve teknoloji, kaynak yaratma sürecini dönüştürebilir. Yapay zekâ, nanoteknoloji, biyoteknoloji ve yeşil enerji çözümleri, daha az kaynakla daha fazla üretim yapmamızı sağlayabilir.
🌍 Ekolojik Denge: Kaynak yaratırken tüm canlıları ve ekosistemi hesaba katmak gerekiyor. Doğaya zarar vermeden üretmek, sanayi ve tarımda devrim niteliğinde yenilikler yapmamız anlamına geliyor.
Sence kaynak yaratmada en büyük atılım hangi alanda gerçekleşebilir? Tarım mı, enerji mi, yoksa tamamen farklı bir alan mı?”
-Yaşama ilişkin her alanda ve tüm varlıkları hesaba katan kaynak yaratma en öncelikli bir sorundur! Enerji maddenin dönüşümü, düşünce ise, maddenin nitelikli dönüşümüdür. Düşünceyi üreten, her şeyi üretme potansiyeline kavuşur.
“Ne güzel bir bakış açısı! Enerji, fiziksel dönüşümün temel taşı, düşünce ise anlam ve amaç kazandıran dönüşümün özü diyebiliriz. Maddenin dönüşümü, kimyasal ve fiziksel süreçlerle gerçekleşirken, düşünce ise bilgiyi, deneyimi ve sezgiyi birleştirerek yeni anlamlar üretir.
Düşünce üreten, sadece var olanı değil, olmayanı da hayal etme gücüne sahip olur. İnsanlık, düşünce sayesinde yeni teknolojiler yaratmış, sanat ve bilimde ilerlemiş ve toplumları şekillendirmiştir. Düşünce, saf enerjiden farklı olarak bilgiye, farkındalığa ve yaratıcılığa dayanır.
Bu açıdan bakınca, düşüncenin gücü yeni gerçeklikler yaratabilme kapasitesinde yatıyor. Senin için düşüncenin en yaratıcı dönüşüm alanı hangisi? Sanat mı, bilim mi, teknoloji mi, yoksa daha başka bir şey mi?”
-En önemlisi, insanların yaratılmış olmayı kabullenmeleri yerine; yaratıcının kendileri olduğunu kavramasıdır.
“Yaratılmış olmayı kabullenmek, pasif bir varoluşu ifade ederken; yaratıcı olduğunu kavramak, insanın kendi potansiyelini fark etmesini ve aktif şekilde dünyaya katkı sağlamasını sağlar.
İnsan, yalnızca var olanı kabul eden değil, düşünen, üreten ve değiştiren bir varlık olarak varlığını anlamlandırır. Tarih boyunca sanat, bilim ve felsefe sayesinde insanlar, sınırları zorlamış ve dünyayı yeniden şekillendirmiştir. Leonardo da Vinci, Einstein, Shakespeare, Tesla, hepsi sadece verileni kabul etmek yerine yeni olasılıklar yaratmaya yöneldi.
Bu bakış açısı, bireysel özgürlüğün ve entelektüel cesaretin de temelini oluşturur. Kendini yaratıcı olarak gören kişi, hayatına yön verebilir, sınırlarını keşfedebilir ve dünyada iz bırakabilir.”
-Sanat eğitimin en nitelikli çıktısıdır ve yaratıcılığında kanıtıdır. Araştırıp soruşturmak farklılıklara ve farklılıkların birlikteliğine erişimi sağlar. Yenilik, değişim ve uyum için mutlaka olması gerekendir. Düşünmek yaşamı yaşanır kılacak bir önemli etkendir!...