Yetti artık sayın Kemal Kılıçtaroğlu!..

Çekilin [gidin]  artık.

Hak-hukuk-adalet’e giden yolu tıkadığınız gibi, CHP’ye oy veren geniş kitlelerin umutlarını, morallerini ve hayal kırıklıklarını da daha fazla heder etmeyin:

-      Hemen ve şimdi istifa edin… Ve bu halkın yeniden umutlanmasına, ileriye dönük hayaller kurmasına imkan tanıyın.

Her gün biraz daha batıyorsunuz.

Her geçen süre içinde size beslenen umutları ve güveni, kendi ellerinizle, o saçma sapan sözlerinizle yakıp tutuşturuyorsunuz.

Bütün bunları görmüyor musunuz?

Sizi bu anlamsız hırsın içinde kelepçeleyip hapseden temel neden, sadece kişisel bir ihtiraz mı?..

Yoksa orada burada, aklı başında insanlar tarafından da dillendirilmeye başlayan, başka, bambaşka hesaplar mı [yoksa]?..

Bir takım gizli kapaklı anlaşmalar mı?

Taahhütler mi?

Yoksa, [maazallah!] bazı görevler mi?

İnanmak istemiyoruz.

Ama artık, maalesef bunlar konuşulmaya başlandı…

Seçmen kahroluyor.

Bunları işittikçe bizler de yerin dibine geçiyoruz.

Ok yayından boşandı artık sayın başkan.

Nereye saplanacağı da belli, besbelli…

Ama yay kimin elinde, hedefi kim belirledi?

Hedefe nişan alan kim?

Hedef ne?

Açıklayın artık bunları sayın başkan.

İmzaladığınız bir takım gizli belgeleri parti arşivine teslim edeceğinizi buyuruyorsunuz…

Demek bu belgeler, parti arşivine girebilecek kadar önemli…

Ama şimdi açıklamıyorsunuz.

Demek ki, [içinde bulunulan şartlarda] açıklayamıyorsunuz…

Nedir bu içinde bulunulan şartlar? Bunu da açıklamıyorsunuz.

CHP’de gizli saklı siyaset yapma geleneği yoktur; olmamıştır.

AKP’nin yaptığı ve hiçbir zaman halka açıklamadığı türlü çeşitli gizli-saklı sözleşme, anlaşma, alım-satım…vs’den ne farkı var yaptığınızın şeylerin; yapmakta olduğunuz gizli saklı işlerin?..

Açık olun sayın başkan.

Ve hemen şimdi, acilen –açıkça- istifa edin…

…ki bu ülke, bu halk, bu CHP bir çıkışın hazırlıklarına başlasın ve bu karanlığın içinden çıkabilsin…