Hukuk, hakların çoğulu iken, yürürlükte bulunan kanun ve kurallar toplamını ifade etmektedir. Yaşamın her alanını olabildiğince düzenleme çabası içinde olan bir bilimsel yaklaşımdır. Özellikle ekonomik ve sosyal ilişkilere ilişkin düzenlemeler içerir. Buradaki en önemli nokta, yaşamla örtüşen katılımlı düzenlemelerdir. İkinci olarak önemsediğim nokta; yasa ile hukukun karıştırılmamasıdır. Hukuka aykırı yasaların varlığı dikkate alınmalıdır. Hukuk, olabildiğince özgür iradi katılımı, güveni ve güvenceyi, kanun ise; tek yanlılığı, baskıyı ve zorbalığı yansıtır.
Hukukun kaynağı devlet değildir. Toplu yaşamın belli kurallar doğrultusunda belirlenmesi veya düzenlenmesi olgusu, devleti önceler. Devlet bir araçtır ve insanlar onu ete kemiğe büründürür. Bunun için toplumun belirli bir düzeye erişmiş olması gerekir. Devlet organizasyonu, kurumsallıklar toplamından ve özgür iradi katılımlardan oluşur. 
İlkel toplumlarda ilişkilerin düzenlenmesi, yaşama ilişkin olay ve sorunların çözülmesi sürecinde ortaya çıkmış olabilir. Doğal hukuk, yaşama ilişkin koşullardan doğar ve kurumsallaşmanın temelini oluşturur. Doğal hukukun ön görebilirlikle birleşmesi ile de modern(pozitif) diyebileceğimiz hukuk ortaya çıkar. Doğal hukuk, sorun temelli ve çözüm amaçlı olup, sınıfsallığa yakın durur.
Devlet, hukukun işleyiş biçimini belirlerken; hukukun uygulanma biçimi de devletin görünürlüğünü yansıtır.
Yaşama ilişkin sorunların ve uzlaşmazlıkların çözümüne katkı sunarken; genel, eşit, adil, güvenilir ve güvenceler sunan kurallar bütününe hukuk diyoruz. Akılcı ve bilimsel çözümlerin en güvenilir kalesi olarak; haklar, özgürlükler ve yükümlülükler bütünü olarak düzenlemeler içeren hukuk sisteminin taşıması gereken nitelikler:
-Toplumsal birliktelikleri ayrımsız olarak sağlayan,
-Sosyal dengeleri güvenceye alan,
-Uzlaşmazlıkların çözümleyicisi olarak, şeffaflık ilkesini gözeten bir yaklaşımla, ortak değerleri merkezine alan,
-Toplumsal ve evrensel barışın güvencesi olarak,
-Kılı kır yararak adaleti gerçekleştirmek doğrultusunda; soyut ve somut olan tüm gerçeklikleri kavrayan,
-Gerçeklerin koruyucusu olduğunu topluma hissettiren,
-Gelişimlere, dönüşüm ve değişimlere olanaklar sunabilen,
-Adil paylaşım temelinde, farklılıkların güvencesi olarak onların görünür kılınmasına olanak sunmalıdır.
-Aykırı ve istenmeyen davranışlar için ayrımsız olarak yaptırım(zorlayıcı) uygulayabilir olmalıdır.
-Hukuk insanlığın, doğanın ve tüm varlıkların (canlı, cansız) varlık güvencesi olmak zorundadır. Yaşam döngüsünün sürdürülebilirliği buna bağlıdır.