Türkiye’nin içerisinde bulunan ve 85 milyon insanı etkileyen ekonomik kriz hepimizin malumu, Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Tencerenin değiştiremeyeceği iktidar yoktur” ifadesinde kendisini bulan 31 mart tarihindeki yerel seçim sonrası daha da belirginleşen ekonomik kriz hepimizi derin acılar içerisinde bırakmaya yetiyor.

Bizimde sınırları içerisinde yaşadığımız bu zor coğrafyada tutunabilmek adına verdiğimiz mücadele hepimizin malumu, Vatan topraklarını koruyabilmek adına ne büyük kavgalar verdiğimiz ortada.

İçeride bunlar olurken dışarıda da aslında bizi ilgilendirmiyor gibi görünen ancak gerçekleştiği anda kendimizi tam içerisinde bulduğumuz dış gelişmeler karşısında ister istemez pür dikkat kesiliyoruz.

Türkiye’de sürekli belirttiğimiz gibi uzun vade plan program yapmak imkansız zira gündem bırakın haftaları günleri artık saatler içerisinde değişiyor ve bizde değişen gündemlere göre konuşlanmak durumunda kalıyoruz.

19 Mayıs gecesini 20 mart sabahına bağlayan tarihte Fenerbahçe’nin ezel rakibi Galatasaray karşısında aldığı ve maçtan sonra meydana gelen olaylar gündem olacakken bir anda içerisinde İran Cumhurbaşkanı, İran Dış işleri bakanı ve çok sayıda devlet görevlisinin bulunduğu helikopterin dağlık alanda düşmesi bir anda gündemin yurt içerisinden yurt dışına çevrilmesine sebep oldu.

Bilindiği gibi nüfusu biz kadar olan İran’ın nüfusunun yarısı Türk, dolayısı ile İran’da meydana gelen bir hadisenin hemen Van ilimiz sınırlarından başlaması da bizim nasıl bir coğrafyada bulunduğumuza en iyi örnek olsa gerek.

İran’da meydana gelen kazada devletin en üst düzey yöneticilerinin hayatını kaybetmesi bizimde sınırları içerisinde yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında yeni gelişmelerin olacağının da en iyi habercisi.

Tutunmaya çalıştığımız coğrafyada İran var, İsrail var, Filistin var, Arabistan var, biraz uzakta ise başta ABD olmak üzere dünyanın tüm emperyalist ülkelerinin bölgede hakimiyet kurma adına hiç durmadan yaptıkları üçüncü kol faaliyetleri var.

Sanki evimizin içindeymiş gibi bizi birinci dereceden ilgilendiren bu krizlerin nasıl yoluna gireceği yada bizim bu krizler ile nasıl başa çıkacağımız konusunda hiç kimsenin en ufak bir bilgisi yok.

Dünyanın çok önemli petrol yataklarının, doğalgaz yataklarının yer altı yer üstü kaynaklarının bulunduğu bir coğrafyada tutunabilmek elbette ki kolay değil, İşte böyle bir süreçte Ortadoğu coğrafyasında bulunan ülkelerde huzur beklemek galiba biraz iyimserlik olacak.

Allah yardımcımız olsun.