Ispartalı Şair Müjgan Yıldızan “Al Senin Olsun” adlı ikinci şiir kitabını yayınladı. 2021 yılının Ocak ayında Isparta’da kendi yayını olarak yayınlanan kitap 144 sayfadan oluşmaktadır. Kitabın içi 60 gr kitap kağıdından, dışı karton kapak ve dört renkten oluşmaktadır. Kapak ve içi yıldızlarla süslenmiş kapak süsleri ayrıca kabartma olarak dizayn edilmiş. 
    1971 yılında yazı hayatına başlayan Müjgan Yıldızan ilk kitabını 2004 yılında “Eskiye Rağbet Olsa” adlı şiir kitabı idi. Şair yazdıklarını tekrar tekrar gözden geçirerek 33 yıl bekledikten sonra okuyucularıyla buluşturmuş. Çünkü şiirler iyice demlenmiş, güzelleşmiş, kelimelerin en iyisi bulunmuş ilmek ilmek dokunmuş kusursuz hale getirmek için uzun yıllar bekletmiştir. Beklemekte de haklı olduğunu göstermiş, çünkü okuyucularına yüksek kalitede şiirler sunmak istemiş ve bunda da başarılı olmuştur. Şair uzun yıllar Devlet Memuru olarak çalışmış, bir taraftan da kültür sanat hayatıyla iç içe olmuş, televizyonlarda programlar sunmuş, köşe yazarlığı ve sunuculuk yapmış sivil toplum örgütlerinin içinde bulunmuş, yüksek okulunu tamamlamış. Bunlar yetmemiş gibi ikiz çocuklarını da en üst seviyede yetiştirerek toplumun hizmetine vermiştir. 
    Şair kitabının adını favori şiiri olan “Al Senin Olsun” adlı şiirini koymakla da doğru bir karar vermiştir. Çünkü bu şiir şair camiası tarafından bilinen bir şiirdi. Bütün şiir programlarında şairden bu şiirini okumasını isterler, arkadaşlarını kırmak istemeyen şair de bu şiirini de tekrar tekrar okurdu.


    Şiirin konularına gelince çok geniş bir yelpazede yazılmış. Hemen hemen kitapta bütün konularla ilgili şiirler bulunmaktadır. Müjgan ayrıca bir Isparta aşığı bir hayli de Isparta’yla ilgili şiirleri var. Isparta deyince akla gül gelir tabii ki güller de unutulmamış, bir hayli de gül şiiri kitabın içine serpiştirilmiş. Isparta deyince ikinci olarak akla Eğirdir ve Eğirdir Gölü akla gelir bununla da ilgili bir hayli şiir yazılmış durumdadır. Şairin en büyük özelliklerinden biri de hece ölçüsünü ustalıkla kullanmasıdır. En çok da diğer şairlerin az kullandığı 7+5 ölçüsü Müjgan’da bir hayli fazla, adeta şairle özdeşleşmiş durumda. Kitaptaki bir çok şiir güfte tarzında bestekarlarını bekliyor bestelenmek için. Bestelenmiş şiirlerinden de bazı örnekleri kitapta görüyoruz. Şiirler zengin ve tunç kafiye yönünden de çok zengin okudukça kulağa hoş geliyor. Okudukça insanın tekrar tekrar okuyası geliyor. Şairde Vatan, Millet, Bayrak , Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi de bir hayli fazla bu konularla ilgili bir hayli de şiir bulunmaktadır. 
    Şaire bir zamanlar sevgilisi “Kömür Gözlüm” diye hitap etmiş. O da buna “Ömür Dediğin” adlı şiiriyle şöyle cevap veriyor: 
Geçmişini anlatmak değildir yeri
Servi boyun eğilmiş fidanlar gibi
Kalmamış gözlerin artık yok feri
Oldukça az görüyor kömür dediğin. 

Gerçekten hoş dizeler. 

    Bir zamanlar şairin sevgilisiyle çok güzel anıları olmuş. O yılları özlemle yad ediyor  ve Şair Güzeldi Hayat adlı şiirinde: 
Öpüşün sımsıcak hep bir alevdi
Mutluluk özlemim o küçük evdi
Gönlüm avareydi aradı sevdi
İnan ki seninle güzeldi hayat.

Diyen dizeleriyle tunç kafiyeye de çok güzel bir örnek vermiş oluyor. Şair Senle Olmak İsterim adlı şiirinde. Sevgilisine öyle çok seviyor ki onunla ölmek istiyor. Ama onunla beraber ölmek isterim yerine şiirin son dizesi: “Son uykuya senle dalmak isterim” diyerek veciz bir şekilde ifade ediyor. 
Şair İstersen adlı şiirinde: 
Yaz bahar görmeden mevsimler döndü
Sabrede sabrede kalp taşa döndü
Unutmak mümkün mü hep başa döndü
Seni çok seviyorum bilmek istersen.

Dizeleriyle çok güzel bir cinaslı kafiye yapmış oluyor. 
    Şair Müjgan Yıldızan kitabında 11,12,13 ve 14 lü hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerin yanı sıra bir hayli de serbest vezinle yazılmış şiirleri var. Şair bu kitabında aruz ölçüsünü hiç kullanmamış. Milli veznimiz olan hece ölçüsüne ağırlık vermiş. Şiirleri kapalı değil, herkesin anlayabileceği dilde ve açık şekilde yazılmış.  
    Şair Müjgan Yıldızan’a Türk Edebiyatına ve Türk Kültürüne başucundan düşmeyecek  böyle anlamlı bir eser kazandırmasından dolayı tebrik eder, başarılarının devamını dilerim.

------------------------------------------------------------

  MENDERES

Kanayan yarasın milletimin bağrında
Halk adamıydın ülkemde kirli eller bedeninde
Bir gece baskınında aldılar seni
Meçhul zamanlara gömdüler seni.

Yürüdün darağacına alnın ak yüzün pak
Ruhun semaya gitti tarihi ağlatarak
Güneş battı sanki o günün sabahında
Söz milletin desen de dinlemedi seni cunta.            

Geç olsa da bugün sen kahramansın
Bırak hain sevinsin sen ışık tutanlardansın
Bu nesil biliyor değer, kıymetini
Yaptığın yollarda dimdik yürümeyi.

Atamızdan aldık biz demokrasi ilmini
Sana kastedenler ödemeli bedelini
Kalkıp baksan ki bozguncular bugün de oyundalar
Bir bıraksak ipin ucunu yine karıştıracaklar.

İstediği kadar ulusun davamız hak bizim
Bir Türk dünyaya bedel, akan asil kan bizim
Alem bilsin doğu bizim batı bizim
Denizde yüzen gemi havada uçan bizim.

Dalgalan bayrağım sen en yücesin
Unutamayız ki menderes sen de bir yiğitsin
Cennet olsun mekanın cesaret timsalisin
Bir olur bu millet egemenlik için
Sen bizim demokrasi şehidimizsin.

Dr. Seval SARIKAYA - AYDIN

------------------------------------------------------

     YILLAR

Çöl oldu bu gönlüm inan hoş değil
Bundandır neşem yok durgunum yıllar
Yaşananlar hayal değil, düş değil;
Bitkinim, yılgınım, yorgunum yıllar. 

Gönlümü bir aşkla dolduramadım
Düşen bedenimi kaldıramadım
Bir türlü bahtımı güldüremedim
Ben sana küskünüm, dargınım yıllar.         

Eski insanlardan eser kalmadı
Var olsa da gelip beni bulmadı
Şu gönlüm gönülden mutlu olmadı
Ben sana dargınım, kırgınım yıllar. 

Diyorlar ya hani erkeğin eri
Karşıma çıkmadı öyle mert biri
Açılan boşluğun dolmadı yeri
Ben sana küskünüm, dargınım yıllar. 

Daha ne söylesin bu şair, bu can
Sanki pıhtılaştı damarımda kan
Kaygılı şu Nurdan ağlıyor her an
Bundandır neşem yok, durgunum yıllar. 

Nurdane UZUN – BURSA

-------------------------------------------------------

GİTTİN GURBET ELLERE

Ne istediysem senden diklenmedin, eğildin
İşte sen bu halinle olmuştun bana özel
Ne oldu birden bire hiç de böyle değildin
Gittin gurbet ellere unuttun beni güzel.  

Her zaman aşk ve sevgi; dürüstlük oldu konun
Bundan sonra ne olur bilemem artık sonun
Ne haberin geliyor ne de bir telefonun            
Gittin gurbet ellere unuttun beni güzel.  

Üç öğün yemeğini hep benimle yemiştin
Ne zaman hakkım geçse anında ödemiştin
“Kalbimin içindesin, unutamam” demiştin
Gittin gurbet ellere unuttun beni güzel.  

Yanındaydım her zaman neşende ve yaslında
Türk sanat müziğinin özünde ve faslında
Unutulacak adam değildim ben aslında
Gittin gurbet ellere unuttun beni güzel.  

Senin üzerine ben hayaller kuruyorken
Bilmediğin ne varsa hep bana soruyorken
Sen benim yüreğimin içinde duruyorken
Gittin gurbet ellere unuttun beni güzel.  

Her zaman aşktan yana gittiğim doğru yoldu
Kalbim hâlâ sendedir gözlerim yaşla doldu
Canı gönülden seni ben sevdim de ne oldu 
Gittin gurbet ellere unuttun beni güzel.  
           
    Albeni AKÇAY - NAZİLLİ
-----------------------------------------------------

  ESİR TÜRK’ÜM

Türk olduğun biliyorlar
Dilim dilim diliyorlar
İslam adın siliyorlar
Türkistan’ın illerinde. 

Zalimliği yayıyorlar
Türk’ü esir sayıyorlar
Can, namusa kıyıyorlar
Can Kırım’ın illerinde. 

Zehirli pis yılan sokar
Gözyaşların durmaz akar
Dertlerin ciğerim yakar
Türk’ün boynu bükük illerinde.                 

Yanına varamıyorum
Halini soramıyorum
Rüyanı yoramıyorum
Mazlum Türk’ün illerinde. 

Her engeli aşacaksın
Hedefine koşacaksın
Türk-İslâm’la coşacaksın
Mahzun Türk’ün illerinde. 

Ufuklarda hep gözünüz
Türk İslâm’dır özünüz
Elbet gülecek, yüzünüz
Türkistan’ın illerinde. 

Mustafa YEŞİL – ALAŞEHİR

-------------------------------------------

YALNIZIM UYANDIĞIMDA

Gölgeledi hayallerimi zalim yıllar
Sustu isyanlarımın zehirli dili
Dindi fırtınaları yorgun yüreğimin
Kış uykusuna yattım ümidim bekleyişim.

Baharsız mevsimler içinde geçer
Hüzünlere demir attı sensizliğim
Bıraktım ellerini vefasız günlerimin
Küçük bir rüzgarla düşecek gibiyim. 

Bitirdim uslanmayan düşlerimin yarınlarını
Gidişin yasıdır biçare çırpınışım
Küskünüm kabusla uyandıran rüzgarıma
Bakıyorum gözlerimi açınca yalnızım. 

 Tülay SARAYKÖYLÜ – SÖKE

--------------------------------------------------------

     BEN DE VARIM

Yüreğimin üstüne, hüznün tüllenmiş gibi
Efkar bastı gönlümü, yine harlandı nârım
Gecenin sabahında, umut güllenmiş gibi
Yeniden sevmek için, senle günaha varım. 

Ne yapsam da şu gönlüm, umudunu kesmedi
Hasretine yenilip, bir gün olsun küsmedi
Senden başka birine, merhem olup esmedi
Sevmek günahsa gülüm, senle günaha varım.         
    
Belki de yüreğimde, oynanan bu son perde
Hâlâ bekliyorum ben, koyup gittiğin yerde
Bak ellerim semada, sabrederek her derde
Sevmek günahsa gülüm, senle günaha varım. 

Anılar hep maziden, hatırılar dün gibi
Bütün yollar sanadır, sanki tek bir yön gibi
Söz dinlemez yüreğim, sensiz bir isyankârım
Aşkın ateşinde ben, senle yanmaya varım… 

Birdal Can TÜFEKÇİ – DALAMAN

-------------------------------------------------------------