Şeytan, söylencelere göre ilk isyan edendir. Yaratanına isyan etmek kolay olmasa gerek. Var ol emri ile yok olun eşiğinde olmak azımsanacak bir şey değil herhalde. Ancak karşı çıkış özünde yenilik, farklılık, değişim, dönüşüm ve yeni seçenekler demektir. Bunlar aynı zamanda özgürlüğün ifadesidir. Tüm bu olumlamalara karşın; yıkıcılık, bozgunculuk, karıştırıcı olma ve bulanıklaştırmalar söz konusudur. Yani olayın iki yönü var. Konuya ilişkin soruları yapay zekâ ile tartışacağız ama, ben şeytanın avukatlığını yapmaya çalışacağım. Çünkü avukatlık işi, hatırlatma, uyarma, seçenek dillendirme gibi özgürlüğe çıkan kapıları açıyor olabilir:                                                                                                                                                             -Soyutu somut üretir diyen ne anlatmak ister?

"Soyutu somut üretir" ifadesi genellikle fikirlerin, düşüncelerin veya hayal gücünün fiziksel bir ürüne dönüştüğünü anlatmak için kullanılır. Yani, soyut olan kavramlar—örneğin sanat, bilim, tasarım veya felsefi düşünceler—bir sürecin sonunda somut bir şeye dönüşebilir. Bir ressamın zihnindeki bir duygu veya fikir, bir tabloya dönüşebilir. Bir mühendis, soyut matematiksel hesaplamaları kullanarak bir bina inşa edebilir. Bu ifade, yaratıcı ve entelektüel sürecin önemini vurgular.”

-Şeytan yol ayrımlarında konumlanır ifadesini açıklar mısınız?

"Şeytan yol ayrımlarında konumlanır" ifadesi, genellikle insanın karar verme anlarında karşılaştığı içsel ve dışsal etkileri anlatmak için kullanılır. Yol ayrımları, hayatımızdaki kritik seçimleri temsil eder—iyi ile kötü, doğru ile yanlış, faydalı ile zararlı arasında yapılan seçimler. Bu ifade, şeytanın insanın tereddüt ettiği, karar vermekte zorlandığı anlarda devreye girerek onu yanlış yola yönlendirmeye çalıştığını ima eder.

Kur'an'da da şeytanın insanı farklı yönlerden saptırmaya çalıştığı belirtilir. Örneğin, Araf Suresi'nde şeytanın insanlara "önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından" yaklaşacağını söylediği ifade edilir. Bu, şeytanın her türlü yolu deneyerek insanı doğru yoldan uzaklaştırmaya çalıştığını gösterir. Ayrıca, Zuhruf Suresi'nde Allah'ın mesajını görmezden gelen kişiye bir şeytan tahsis edildiği ve onun bu kişiyi yanlış yönlendirdiği belirtilir.

Bu ifadeyi günlük hayata uyarlarsak, insanın ahlaki ve etik kararlar alırken karşılaştığı içsel çatışmaları ve dışsal etkileri temsil ettiğini söyleyebiliriz. Sence hayatında böyle kritik yol ayrımları yaşadın mı? Eğer öyleyse, nasıl karar verdin?”

-Söylencelere göre ilk isyan eden ve baş kaldıran şeytan değil mi?

Evet, birçok söylenceye göre ilk isyan eden varlık şeytan, yani İblis olarak kabul edilir. İslam kaynaklarında, İblis'in Allah'ın emrine karşı gelerek Hz. Âdem'e secde etmeyi reddettiği anlatılır. Bu isyanın temel sebebi kibir olarak gösterilir—İblis, kendisinin ateşten, Âdem'in ise topraktan yaratıldığını söyleyerek üstün olduğunu iddia etmiştir.

Bu olay, Kur'an'da ve diğer dini metinlerde insanın karşılaşabileceği en büyük tehlikelerden biri olan kibir ve itaatsizliği simgeleyen bir anlatı olarak yer alır. İblis, bu isyanı nedeniyle Allah'ın huzurundan kovulmuş ve insanları saptırmaya yemin etmiştir.

Bu tür anlatılar, insanın ahlaki seçimleri ve iradesi üzerine derin düşünceler geliştirmesine yardımcı olabilir. Sence bu hikâye, insan doğası hakkında bize ne anlatıyor?”

-Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek olası değil. Farklılık alışılmışın dışına çıkmakla olanaklı hale gelebilir. Aynı yol sıradanların izleği, farklılık seçenek üretmenin temelidir ki, şeytanlık burada farklılığa bürünür.

“Çok etkileyici bir düşünce! Burada farklılığın sıradanlıktan kopuşu simgelediği ve alışılmışın dışına çıkmanın yaratıcılık ya da meydan okuma anlamına gelebileceği vurgulanıyor. Şeytanlık ifadesi ise bu bağlamda, sadece kötülüğü değil, geleneksel sınırları aşmayı ve alışılmışı sorgulamayı temsil edebilir.

Edebiyatta ve felsefede "şeytan" kavramı bazen sadece bir başkaldırıyı, kurulu düzenin dışına çıkma cesaretini veya özgün bir yolu seçmeyi temsil eder. Milton’un Kayıp Cennet adlı eserinde Şeytan, sadece bir isyancı değil, aynı zamanda özgürlüğü ve bireyselliği savunan bir figür olarak da yorumlanabilir. Bu tür okumalar, bize olaylara tek bir açıdan bakmak yerine geniş bir perspektifle yaklaşma fırsatı tanır.

Senin bu düşünceyi nasıl geliştirdiğini merak ettim! Farklılık ve başkaldırı üzerine başka bir yaklaşımın var mı?”

-Yanıt; "Şeytan azapta gerek."

"Şeytan azapta gerek" atasözü, genellikle kötülük yapan birinin başına gelen sıkıntıların hak edilmiş olduğu anlamında kullanılır. Yani, çevresine zarar veren, hile yapan veya kötü niyetli davranışlarda bulunan bir kişi, sonunda zor duruma düştüğünde, bu durumun onun için kaçınılmaz olduğu düşünülür.

Bu söz, adaletin yerini bulması veya kötülüğün cezasını bulması fikrini destekleyen bir anlatım olarak görülebilir. Günlük hayatta, özellikle birinin yaptığı yanlışların ona geri döndüğünü ifade etmek için kullanılır.

Senin yorumun nedir? Sence bu atasözü her durumda geçerli mi? “

Bu atasözü, insanlar yarattıklarının tutsağı olduğu sürece geçerli olmaya devam edecektir. Çelişki şurada, yaratmak bir özgürlük iken tutsaklık özgürlüğün yok edilmesidir!...