Anı, yaşantı ve bilinç içeriklerinden belleğin sakladığı iz, anlamında kullanılır. Yazar anıları yazmağa başlamadan önce, anı defteri tutar. Önemli olay ve tarihler sonra unutulabilir.

Aynı zaman diliminde yazılan anılar derlenince, o geçmiş dönemin tarihi yazılmış olur. Söz icabında uçar gider, ama yazı kalıcıdır, gelecek nesiller ders çıkarır.

Yazının icadından önceki anılar resimlerle antik yapılarda görülüyor. Demek ki, insanlık yaşadıklarını kalıcı yapma arzusunu daima taşımış.

Kaza, felâket olaylarında yaşanan anılar, travma olarak kalır ve güncel hayatı negatif etkiler. Gücünü ruhu hasta yaparak gösterir. Bu nedenle tecavüz, işkence, kaza ve diğer doğa felâketleri akabinde ruhsal tedavi yapılmalıdır. Aksi takdirde kişi kendine, içe dönük veya başkalarına karşı, dışa dönük şiddete başvurur. Negatif davranışın sebeplerini psikolojik tedavi ile ortaya çıkarmak mümkündür. Bütün hastalıklarda olduğu gibi, ruhsal hastalıklarda da erken teşhis ve tedavi çok önemlidir.

Günümüzde Akdeniz’in mezar olduğu sığınmacı sorunu demokrasisi sağlam sanılan BATI ülkelerin siyasetini sallamaya devam ediyor. Seçim kampanyalarında konuşulan konular, sayı ve finansal yükü oluyor.

Halbuki Akdeniz mezarını geçip, hayatta kalarak Avrupa’ya ulaşan sığınmacıların ekmek, barınak ve su kadar ruh tedavisine ihtiyaçları var. Bu önemli konu hiç konuşulup, tartışılmıyor.

Sığınmacı deyince, Afrika’dan gelenler kast ediliyor. Almanya’ya gelen 700.000 kişi Afrika ve Asya ülkelerinden, çoğu Müslüman ve cildi koyu. Savaşta düşman Putin, Rusya, Hristiyan ve beyazlar olunca 1.200.000 Ukrayna’dan gelen sığınmacıların verdiği yük konuşulmuyor. Onlar birinci sınıf sığınmacı, hemen ev, iş buldukları gibi, çocukları okula gidebiliyor. Her türlü sosyal yardımı bürokrasi sıkıntısı olmadan alıyorlar.

Ülke, Avrupa ve eyalet seçimlerinde sığınmacı, göçmen kavramlarını, yalnız Alman basın ve medyası değil, politikacılar da karıştırıyor. Böylece altmış yıl önce ülkeye gelen göçmen ilk nesil Türklerin çocuk ve torunları da bu söylemlerden, seçim kampanyalarına alet edilerek, nasibini alıyor.

Almanya Türk Toplumu sivil kuruluşlar, 2024 yılında yeni vatandaşlık yasası yürürlüğe girmeden halkını uyarmalı, Avukatlar bilgilendirmeli. İlk neslin mektupla oy kullanması sağlanmalıdır. Seçimlerde kullanılmayan her oyun sağcı, göçmen konusunu genelleyen, göçmeni öteki ve düşman yapan partiye orantılı olarak yarar sağladığı iyi anlatılmalıdır.

Makalemin konusu olan anıların pozitif, güzel olanları, uykuya dalmadan önce canlandırılarak tekrar yaşanırsa, kâbus içeren rüyalar görülmez. Ayrıca seyahat edemeyecek yaşa gelince, haritada kalemle gezenler için anıların gücü sağlığa iyi gelir.

Vefat eden son yolculuğuna uğurlanır. Sonra yakın aile fertleri, akraba ve sevenler yolculuğa, geçmişe doğru çıkarlar. Hafızada kalan anılar, film gibi zihinde ve gönülde tekrar canlanır. Renkler, sözler ve manzaralar uzun bir süre duygularla süslenir. Fotoğraf, video kayıtları ve mektup varsa anılara kolay kolay gölge düşmez. Arkasında kitap, eser bırakanın anıları ebediyen yaşar.

Hatıra kavramı anıya eş anlamlı kullanılır. Fakat kelime Arapçadan Türkçeye alınmıştır, daha geniş anlamı vardır. Anı ile kesişme noktası vardır.

Çevirilerde, başka dillerden alınan kavramlar tam anlamı vermez. Bazan anı ve hatıra tamamlayıcı anlam kazanır, bazan da anlamı geniştir.

Hatırda kalmış şey, akılda kalan, askerlik çocukluk ve okul hatıraları gibi. Birine bir ilişkiyi, bir durumu ansın diye verilen hediye.

Bir randevuyu unutmaması için birisi hatırlatılır. Hatır için kabul edilir. Bilhassa Türk toplumunda konuk tok olsa bile, sunulan yiyeceklerin tadına bakar. Sunulan geri çevrilmez. Birinin hatırı sayılarak, gerekli saygı gösterilir.

Ali Rıza Bey ona hâlâ bir hasta gözüyle baktığı için, hatırını kıracak bir şey söylemeğe dili varmıyordu. 

 Reşat Nuri Güntekin

Bir kimse uygun armağanla sevindirilir, gönül alınır. Sevgi ve saygı gösterilen birini memnun etmek için kullanılırsa hatır sıkıntı yaratır. Tanıdığımız biriyle karşılaşınca hatırını sormak iyi bir gelenektir.

Polisiye olaylarda şahitlik yapanlar, şahısları tanımada yanılgıya düşebilir hatırlarken gölge düşebilir.

Dostlar hatırlanır, şarkılarda yer alıyorsa eskimez. Bu nedenle eski dostlar şarkısı zamana uymaz, eskimişse zaten artık dost değildir.

Tarihe adı geçmiş sanatçı, politikacı şahsiyetleri anarken, hatıraları görkemli olmaz. Çünkü çoğu ülkede gazeteci, yazar ve diğer ünlü insanların birçoğu haksızlığa uğrar yazıları, kitapları ve şarkıları yasak edilmiştir.

Daha kötüsü ya hapis hatırası vardır veya sürgünde yaşamıştır. Çünkü öncü düşünürler, ülkeleri idare edenler filozof olmalı, ilkesini savunurken böyle gelmiş, böyle gitmez, derler. Bu nedenle, onları idare etmek zordur. Alınan her şeye karara evet demezler.

Hatıralarının sevgili okuyucuları mutlu etmesi dileğiyle, anıların gücüne inanmalı, diyorum.

Anılar olumlu ise mutlu eder, olumsuz ise beyinde bazan bir ömür boyu fırtınalar yaratır.

Hoşça kalın!