Çocuk diline has olan baba kelimesi pek çok dilde ortak bir kelime olup lügatlerdeki  anlamı : “ Ata; çocuğu olmuş erkek; bir çocuğa göre onu dünyaya gelmesine etken olan erkek; yaşlı ve saygıdeğer adam; yaratıcı, kurucu kimse.”, mecazi olarak ise: “ Her türlü gizli ve kirli işler yapan çetenin başı.” olarak geçer.
    İslam inancına göre Adem Babamız yeryüzünde yaşayan tüm insanların ilk babasıdır. İnsanlar onun zürriyetinden çoğalarak tüm dünyaya dağılmışlardır. Başka dünyalarda yaşayan insanlar şayet var ise elbette  onların da türediği bir ilk ataları vardır. Yüce Yaratıcı erkekleri fizik ve kas gücü bakımından daha kuvvetli ve güçlü olarak yarattığından babaların üzerine bu yaratılışından dolayı koruyucu ve kollayıcı görevleri de yüklemiştir. Karşı cinsten evlenerek yuva kuran babalar evin geçiminden, eşinin ve çocuklarının beslenmesinden, istikballerinin hazırlanmasından birinci derecede sorumlu tutulmuştur.
    Türkiye’de ve Dünyanın çeşitli ülkelerinde olduğu gibi babalar evin dışında ve kötü şartlar altında çalışmak zorunda kaldıklarından ömürleri de kadınlara nazaran biraz daha kısa olur. Yapılan istatistikler bu tezimizi doğrular niteliktedir. Uzak denizlere açılan, şehirlerarası ve uluslararası karayollarında çalışan, yüzlerce metre yeraltı derinliklerinde, madenlerde çalışan hep babalardır. Akşam eve gelişlerinde çocukları ve eşleri babalarının ellerine bakarlar; acaba bugün ne getirdi diye. Çocuklar harçlıklarını babalarından alırlar sabah okula giderken. Çocukları için yaşar babalar, kendileri için değil. Kendilerinin ulaşamadıkları hedeflere çocuklarının ulaşması için çalışırlar.
    Eğitim almış olsun veya olmasın her baba çocuğunun iyi bir eğitim almasını ister. Çocuklarını bu yöne doğru yönlendirirler. Onların mürüvvetlerini görmek isterler. Sonra da torun sahibi olmak. Bununla ilgili olarak  Victor Hugo: “Evlatlarını sevmeyen babalar olabilir; torununu çıldırasıya sevmeyen dede olamaz.” demiştir.
    Babalar çocukları için büyük fedakârlıklara katlanırlar, onların yetişmesi için varını yoğunu harcarlar hatta gerektiğinde organlarını bile çocuklarına vermekten çekinmezler. Babaların bu cömertliğine karşılık çocuklar onlardan aldıklarının yarısını bile babalarına vermezler. Şu atasözümüz bunu doğrular niteliktedir. “ Babası oğluna bir bağ bağışlamış, oğlu babasına bir salkım üzüm vermemiş.”
    Hangi milletten, hangi dinden olursa olsun babalara daima saygı duymalı, onları sadece babalar gününde, bayramlarda değil, her zaman, her yerde ellere muhtaç etmeden maddi manevi yönden yardımcı olarak gönüllerini alıp rızalarını kazanmamız gerekir.
    Satırlarımızı Anatole France’ın şu güzel sözüyle sonlandıralım.
    “ Babaların faziletleri çocukların servetidir.”    

--------------------- ŞİİR KÖŞESİ------------------------

  BABALARDIR

Babalar ihtiyacı çalışıp aldığından
Onlar için çalışmak faydalı çabalardır
Çocuklar tahsil için gurbette kaldığından
Yıllardır yollarını gözleyen babalardır. 

Ele muhtaç olmadan kendine yettiğinden
Elinin de tersiyle yardımı ittiğinden
Ekmek parası için gurbete ittiğinden
Gurbette çocukları gözleyen babalardır.

Bir hayli seçeneği önüne sermek için
En güzel güllerini onlara dermek için
İyi bir geleceği onlara vermek için
Uzaktan ve yakından izleyen babalardır. 

İstenmeyen olaylar canını sıktığından
Yapılan haksızlığı görmekten bıktığından
Zaman zaman önüne engeller çıktığından
Engellerin tümünü düzleyen babalardır. 

Çoluk çocuk evlerde rahatça yatmak için
Evladının üstünden yükleri atmak için
Her zaman evladını mutlu yaşatmak için
Kasap, bakkal borcunu gizleyen babalardır. 

             Şükrü ÖKSÜZ

---------------------------------------------------------


           SULTANIM 

Türlü derdi hep üstüme yükledin
Ağır gelir, taşınmıyor sultanım
Mademki sevmedin, niçin sakladın
Sevgisiz de, yaşanmıyor sultanım. 

Sen benden kaçarsın, hep köşe bucak
Bilmiyorum, halimiz ne olacak
Benim kurtuluşum, ölüm olacak
Dertler benden, boşanmıyor sultanım.

Ne kadar uğraşsam, kurtulmak için
Bir nefes alıp da, oturmak için
Ant içmişler, kabre, yatırmak için
Dert yakamı, bırakmıyor sultanım. 

Allah’ım övüp de yaratmış seni
Kapında hep kul köle etmiş beni
Şaban gibi, ölümüne seveni
Hor görüp de, kınama sen sultanım. 

  Şaban KAHRAMAN - YOZGAT 

-------------------------------------------------

 ŞANLI BAYRAĞIM  
Dalgalan ey şanlı bayrağım yükseklerde
Renginle saf tutup canlı kal yüreklerde
Aşarız uğruna yüce engin dağları
Çağlarız aşkına, Yedi Düvel gelse de. 

Bozulmaz yuvası yüksekten uçanların
Ardından koşar bak yiğitler kaçanların
Dağları delse de sonu ölüm yılanların
Çağlarız aşkına Yedi Düvel gelse de. 

Korkma bayrağım eğme sakın başını
Sakın bükme boynun çatma kalem kaşını
Bırakır gerekse bu millet iş aşını
Çağlarız aşkına Yedi Düvel gelse de. 

İnme yükseklerden süzül koş bulutlara
Derman ol yaraya verilen umutlara
Götür bizden selam yiğidim Mehmetlere
Çağlarız aşkına Yedi Düvel gelse de. 

Sevdan uğruna bak ne güneşler battı
Çıktı kızıl güneş vakit geldi de çattı
Ufkuna yürekler kutlu zaferi tattı
Çağlarız aşkına Yedi Düvel gelse de. 

Kırmızı al beyaz yoktur eşin benzerin
Serildik önüne nasıl hain panzerin
Aklını alırız bize düşman zairin
Çağlarız aşkına Yedi Düvel gelse de. 

Aslan oğlu  der ki: Dalgalan Bayrağım sen
Yaşa enginlerde oradan hiç inme sen
Yüksekler oldukça mekanın mutluyum ben
Çağlarız aşkına Yedi Düvel gelse de. 
             Çetin ASLAN – AYDIN