“Dijitalleşen mutfaklarda yalnızca tarif paylaşılmıyor, tarihler çarpışıyor; kimin baklavası, kimin dolması, hatta kimin DNA’sı…” kavgası yapılıyor.
Örneğin; Facebook’ta masum bir yemek paylaşım sayfası gibi duran “Greek Feast”, gerçekte 21. yüzyılın kültürel hegemonya savaşlarının dijital cephesi gibi... Sayfa her gün yeni bir “Yunan yemeği” sunuyor: dolma, sarma, baklava, musakka, imam bayıldı…
Ama durun bir dakika, bu tariflerin hepsi tanıdık çünkü bu yemekler Osmanlı mutfağının ortak mirası; Arap, Türk, Ermeni, Rum, Yahudi, Balkan halklarının yüzyıllar boyunca aynı tencerede kaynattığı tarihsel lezzetler...
Yunanlar bu tür tartışmalarda “malakas” söylemini hemen devreye sokuyor çünkü hem öfkeyi boşaltıyor, hem de karşı tarafı küçümsemenin hafif argo bir yolu oluyor. Ama siz yemeklerin tarihsel bağlamını hatırlatınca, işin rengi değişiyor. “600 yıl Osmanlı egemenliği, Arap etkisi, genetik izler” gibi hatırlatmalar, malakas atan kötücül dilin yönünü tersine çeviriyor. Çünkü ben onlara diyorum ki: “Bu yemekleri Osmanlı’dan ve Araplardan (ç)aldınız. DNA testi yaptırsanız genetiğinizde bile Osmanlı ve Arap izi çıkar.”
Bu yalnızca tarihsel değil, bedensel bir aidiyet savı içeriyor. Kimlik savunusu yapan biri için en hassas yerden vurmuş olunuyor bu karşı çıkışla:
- Sen sandığın kadar ‘saf’ değilsin.
Tarihin mutfakta kaynadığını bilmeden, sofraya kimlik taşıyanların argosu da zayıf olur. Bir tabak dolmanın içinden Osmanlı, Rum, Arap, Ermeni birlikte çıkar. O yüzden "kimin yemeği bu?" sorusu, aslında "kimin geçmişi daha meşru?" sorusunun baharatlı versiyonu.
“Malakas” demek kolay, geçmişle yüzleşmek zordur. Ama ben hatırlatmaya devam edeceğim: Çünkü kimliğinizi korumak istiyorsanız, önce onu kimin yoğurduğunu öğrenmeniz gerekir.
Ve şimdi soralım: Bu yemekler gerçekten kimin?
Bu Yemek Sizin Olamaz, Çünkü…
DOLMA
Etimoloji: Türkçede “doldurmak” fiilinden türetilmiştir.
Sözcüğün kökü bile Türkçedir; Yunanca değil.
SARMA
“Sarmak” fiilinden gelir: sarmak, sarmalamak, dolamak... Bu yapı Arapça ya da Yunancada birebir yoktur.
Yemeğin adı Türkçe'dir, bu yemek nasıl Yunan'ın olur?
İMAM BAYILDI
Bu yemeğin adı “Papaz Bayıldı” olsaydı, belki “Greek Feast”in menüsüne yazabilirdiniz.
Ama “imam”a gönderme yapan bir yemeğin “Yunan” olduğunu savunmak, olsa olsa vicdanın değil, egonun bayılmasıdır.
BAKLAVA
Bu nefis tatlı; ortak olabilir. Ama en köklü biçimiyle Arap kökenli bir tatlı...
Osmanlı bunu tüm coğrafyada yaygınlaştırdı ama çıkış noktası Arap yarımadası...
VE MALAKAS:
“Aptal”, “Gerzek”, “Salak”, “Gerizekâlı”, “İt” gibi anlamlar taşıyan bir söz... Bu kavram bile Latince'den aşırma...
Yemekler Osmanlı'nın diye karşı çıkıldığında; çıldıran Yunan, Türk'e MALAKAS diye hakaret ediyor aklınca...
*Küçük bir açıklama:
Malakas kavramını nerede duydum ilk kez derseniz; facebook'da greek feast sayfası var, Yunan yemekleri diye paylaşımlar yapılıyor ama o yemekler Osmanlı mutfağından genellikle ve Türkler de diyor ki bunlar Yunan değil Türk yemekleri... İşte buna kızan yunan kullanıcılar da Türkler'e malakas diyor. Bu durumda bende onlara "sizler 600 yıl Osmanlı egemenliğinde kaldınız; bu yemekleri Osmanı'dan ve Araplar'dan (Ç)aldınız. DNA analizi yaptırsanız; genetiğinizde bile Osmanlı ve Arap izleri çıkar" diyorum, onları öfkelendiriyorum ve bundan da büyük keyif alıyorum
Son söz:
Dilin yoksa, mutfağın da senin değildir.
Her dolma bir sözcüktür; her sarma bir dil katmanıdır. Hey Komşu ! Argo ile değil, sözlerin ya da dilin geçmişini ve gelişimini araştıran etimoloji ile konuşalım. Osmanlı'nın yemeklerini aşırıp, durmayalım.