Son dö­nem­ler­de her ku­rum­da ol­du­ğu gibi bizim medya ma­hal­le­sin­de de tam bir ku­tup­laş­ma ha­va­sı hakim.

Kim­se­nin olay­la­ra or­ta­dan bak­ma­sı­na imkan ver­me­yen bu yapı do­la­yı­sı ile dik­kat edi­yo­ruz çok sa­yı­da medya men­su­bu inan­ma­dık­la­rı­nı bile sanki tam doğru imiş gibi top­lu­ma an­lat­mak­ta hiç bir ra­hat­sız­lık duy­mu­yor­lar.

Böyle bir sü­reç­te şart­lar ne olur­sa olsun biz eli­miz­den gel­di­ği kadar ta­raf­sız alan­da kal­ma­ya, doğ­ru­la­rı ilet­me­ye, pek çok medya men­su­bu­nun da tam bir ta­raf­gir­lik ha­lin­de­ki dav­ra­nış­la­rı ile il­gi­li ola­rak yap­tık­la­rı­nın yan­lış ol­du­ğu­nu an­lat­ma ça­lı­şı­yo­ruz.

Bizde ga­ze­te­ci­li­ğe ilk baş­la­dı­ğı­mız dö­nem­le­ri ha­tır­lı­yo­ruz.

Bu­lun­du­ğu­muz böl­ge­de bu kadar fazla ga­ze­te­ci­nin ol­ma­dı­ğı bu yüz­den olsa gerek ha­be­rin ve ha­ber­ci­nin de­ğe­ri­nin bugün ol­du­ğun­dan daha fazla ol­du­ğu za­man­lar­dı.


Biraz genç­lik biraz da ga­ze­te­ci­li­ğin ver­di­ği ka­riz­ma ile işin doğ­ru­su per­va­sız­lık de­di­ği­miz sü­re­cin ya­şan­dı­ğı o gün­ler­de bizim ken­di­mi­zi “usta” ola­rak gör­dü­ğü­müz ancak “ace­mi­nin de ace­mi­si “ ol­du­ğu­muz dö­nem­ler vardı.

O gün­ler­de altı dolu ol­ma­yan ha­ber­ler do­la­yı­sı ile ne­re­de ise hemen her Allah’ın günü Ad­li­ye ko­ri­dor­la­rı­nı mekan tut­muş, mah­ke­me­ler­de kar­şı­sı­na çık­tı­ğı­mız ha­kim­le­rin “Be­ye­fen­di bu ha­be­ri ya­par­ken hangi ar­gü­man­la­rı kul­lan­dı­nız, eli­niz­de ha­be­rin ger­çek olup ol­ma­dı­ğı ile il­gi­li bilgi ve bel­ge­ler var mı.?” so­ru­su­na cevap ve­re­me­di­ği­miz gün­ler.

Son­ra­la­rı tek­no­lo­ji ge­liş­ti ge­li­şir­ken de tüm ha­ya­tı­mız de­ğiş­ti.

Sü­rek­li ge­li­şim gös­te­ren ile­ti­şim araç­la­rı do­la­yı­sı ile ga­ze­te­le­ri zi­ya­ret eden­le­rin sa­yı­sın­da müt­hiş bir azal­ma ya­şan­dı, ha­ber­ler elekt­ro­nik ci­haz­lar va­sı­ta­sı ile gidip gel­me­ye baş­la­dı.


Bizim ga­ze­te­ci­lik­ten başka bil­di­ği­miz bir iş yok.

Geç­ti­ği­miz yıl­lar içe­ri­sin­de hemen her­kes gibi bizde “ne­re­de yan­lış yap­tık, ga­ze­te­ci­lik mes­le­ği do­la­yı­sı ile üz­dü­ğü­müz, kır­dı­ğı­mız in­san­lar oldu mu, bizim yap­tı­ğı­mız ha­ber­ler do­la­yı­sı ile yok yere mağ­dur ya­rat­tık mı.?” so­ru­su­nu sor­ma­dı­ğı­mız ne­re­de ise tek bir gün ol­ma­dı.

Mes­le­ğe bi­zim­le bir­lik­te baş­la­yan pek çok ar­ka­da­şı­mız ga­ze­te­ci­li­ği bı­ra­kıp başka iş­le­re yö­nel­di­ler.

Bir kısmı bu dün­ya­ya veda etti.

Büyük bir ço­ğun­luk “bu mes­lek­ten para ka­za­na­ca­ğım yok gidip kah­ve­ha­ne açıp çay sa­ta­rım” di­ye­rek böl­ge­den bile uzak­laş­mak du­ru­mun­da ol­du­lar.

Son 10 yıl­dır böl­ge­miz­de­ki bir­kaç mes­lek­ta­şı­mız gibi bizde ken­di­mi­zi “Us­ta­lık dö­ne­min­de” kabul edi­yo­ruz.


Bu us­ta­lık du­ru­mu bizim kendi ken­di­mi­ze ya­pış­tır­dı­ğı­mız bir eti­ket değil top­lu­mun genel bir ka­bu­lü ola­rak gö­rü­nü­yor.

Son 10 yılda “Ol­gun­laş­ma dö­ne­mi” de­di­ği­miz sü­re­ci sa­ni­ye­si sa­ni­ye­si­ne ya­şı­yo­ruz,

Olay­la­rın üze­ri­ne kara düzen git­mi­yo­ruz,

Ya­yın­la­ya­ca­ğı­mız ha­be­ri en az 3-4 yer­den doğ­ru­lat­ma­dan ser­vis yap­mı­yo­ruz,

Ken­di­mi­zi ula­şıl­maz bir nok­ta­da gör­mü­yo­ruz..

vs.​vs.

Böyle bir sü­reç­te et­ra­fı­mız­da­ki ka­la­ba­lık­lar­dan daha doğ­ru­su şak­şak­çı­lar­dan da ola­bil­di­ğin­ce uzak­laş­mış du­rum­da­yız.