Darbeye Giden Yol
27 Mayıs 1960 sabahı Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup subay, emir-komuta zinciri dışında yönetime el koydu. Bu, Cumhuriyet tarihinde gerçekleşen ilk askerî darbe olarak kayda geçti.
Demokrat Parti (DP), 1950’de iktidara geldiğinde halkın büyük bir teveccühünü kazanmıştı. Adnan Menderes’in liderliğinde, ekonomi politikalarıyla tarımda verimliliği artıran, köylüye traktör götüren, yol ve sanayi yatırımlarına hız veren bir hükümet vardı. Ancak 1950’lerin sonlarına doğru artan dış borçlar, döviz darboğazı, enflasyon ve muhalefete karşı sertleşen tutum, iktidarı yıprattı.
Menderes’in yanında yer alan Maliye Bakanı Hasan Polatkan, finansal politikaların mimarıydı. Borçlanma ve yatırımların getirdiği yük, muhalefetin sert eleştirilerini artırdı.
Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ise
Türkiye’nin NATO’ya katılım sürecinde, Batı ile ilişkilerde ve Kıbrıs meselesinde kilit bir isimdi.
Demokrat Parti’nin güçlü icraatlarına rağmen artan toplumsal kamplaşma, basın üzerindeki baskılar ve üniversite gençliğiyle yaşanan çatışmalar, darbeye zemin hazırlayan unsurlar oldu.
Yassıada Yargılamaları: Tarihe Düşen Kara Sayfa
Darbeyle birlikte Menderes, Polatkan ve Zorlu başta olmak üzere Demokrat Parti kadrosu tutuklandı. Yassıada’da kurulan olağanüstü mahkemeler, uzun sorgulamalar ve ağır ithamlarla dolu davalar yürüttü.
- “Bebek Davası”, “Vinileks”, “İstanbul Üniversitesi Olayları” ve “Anayasayı İhlal” gibi davalar, hukuk tarihimizde derin tartışmalara neden oldu.
- Savunmalar çoğu zaman dikkate alınmadı; kararların darbeci iradeye göre şekillendiği yönünde yaygın bir kanaat oluştu.
Sonuçta, 592 sanıklı davaların sonunda 15 kişi için idam cezası verildi. Bunların üçü infaz edildi:
* Adnan Menderes (Başbakan)
* Hasan Polatkan (Maliye Bakanı)
* Fatin Rüştü Zorlu (Dışişleri Bakanı)
17 Eylül 1961: İnfazlar ve Yankıları
16 Eylül 1961’de önce Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu, İmralı Adası’nda idam edildi. Ertesi gün, 17 Eylül’de ise Başbakan Adnan Menderes’in idamı gerçekleştirildi.
Menderes, son ana kadar vakarını korudu. Ölümünden önce yaptığı dua ve affediciliği, halkın gözünde onu bir “demokrasi şehidi” haline getirdi.
Bu idamlar sadece Türkiye’de değil, dünyada da büyük yankı uyandırdı. Londra’dan Washington’a, İslam dünyasından Avrupa’ya pek çok merkezde Türkiye eleştirildi. Halkın gönlünde ise büyük bir yara açıldı.
Tarihsel ve Akademik Boyut
- 1960 darbesi, Türk demokrasi tarihinde bir kırılma noktasıdır. Ordunun siyasete müdahale geleneğini başlatmış, sonrasında 1971, 1980, 1997 müdahalelerine zemin oluşturmuştur.
- Yassıada yargılamaları, “hukukun siyasallaşması” ve “olağanüstü mahkemeler” tartışmalarının en çarpıcı örneği olmuştur.
- Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun idamları, toplumun hafızasında silinmez bir iz bırakmıştır.
Bugün dahi, 17 Eylül 1961’in acısı, milletimizin vicdanında tazeliğini korumaktadır. 1990’da çıkarılan kanunla üç devlet adamı iade-i itibar edilerek devlet töreniyle Topkapı’daki Anıt Mezar’a nakledildi.
Son Söz
Demokrasi, yalnızca sandığa gitmek değil; aynı zamanda hukuk devletine ve özgürlüklere sadık kalmaktır. Menderes ve arkadaşlarının idamı, demokrasinin askıya alınmasının ne denli ağır bedeller doğurduğunu göstermektedir.
“Ölümüm, milletime hizmet yolunda bir şehadet olacaktır.”
- Adnan Menderes
- Kutu Bilgi
- İnfaz Tarihleri:
* Hasan Polatkan: 16 Eylül 1961
* Fatin Rüştü Zorlu: 16 Eylül 1961
* Adnan Menderes: 17 Eylül 1961
- Yer: İmralı Adası Cezaevi
- Sonraki Gelişme: 1990’da çıkarılan kanun ile devlet töreniyle İstanbul Vatan Caddesi’ndeki Anıt Mezar’a defnedildiler mekanları cennet ruhları şad olsun
Mavi Didim’in değerli okuyucuları, tarih sadece geçmişin aynası değil, geleceğin pusulasıdır. Bizler de bu pusulayı iyi okumalı, tarihimize, ecdadımıza ve onların bize bıraktığı onurlu mirasa sahip çıkmalıyız.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle...
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Sonsuz Sevgi ve Saygılarımla