Aile toplumun temelidir. Toplum millet olgusunun olmazsa olmazıdır. Birlikteliklerin varlığını sürdürmesi, aileden aldığı güç ile yola devam eder. Şu ana dek; farklı, istenir ve tutarlı bir seçenek sunulmadığından, bu yapı zorunlu olarak sürdürülecektir. O zaman bir soruyu net ve açık olarak yanıtlamak gerekir. Bu kadar olmazsa olmaz olan aile kurumu nasıl korunacaktır?

Üretken, yaratıcı ve varlık sürdürmeye olumlu katkılar sunacak olan aile nasıl korunur? En öncelikli olarak tutunacağımız dal; yetkin bireylerin en akılcı birlikteliklerinin yaşama geçirilmesidir. Buradaki yetkinlik, baba veya anne olacak olan bireylerin; bilinçli, eğitimli, yeterli ve güvenilir olmasıdır. Bu niteliklere sahip olan bir annenin, aynı niteliklere sahip olan bir baba ile, istem ve rıza temelinde bir araya gelme kararı vermeleridir. Yani, insanların yaşamları ile ilgili kararlarına saygı duymalıyız.

İkinci sorumuzu soralım. Bir birey nasıl yeterli ve tutarlı olabilir? Yeterlilik, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel düzeyin istenir bir noktada olması ile olanaklıdır. Bu sıralama olanakların aynı zamanlı birlikteliği, bireylerin alt yapısını oluşturur. Böyle bir temele sahip olan bireyler, sağlam ve sağlıklı yapılar kurma şansına sahip olabilirler. Bu yapılardan dinci ve kinci nesiller değil, onurlu ve sorumluluk duygusuna sahip bireyler yetiştirile bilinir. Bu olumlu nitelikleri sıralarken, adını koymasak bile, laik ve demokratik bir yapıdan söz etmiş oluruz. Hiç kuşkusuz böyle bir yapı, her koşulda hukukun üstünlüğünü temel alır. Çağdaş bir toplum olabilmek için, bunlar olmazsa olmazlardır. Aileler bu yönde ve bu temelde korunur ise; topluma, doğaya ve dünya insanlık ailesi yararına bir iş yapılmış olur. Özgürlüğünü, bağımsızlığını, üretkenliğini ve tutarlılığını yaşamım içinde kanıtlayamayanlar tutarlı olamaz. Bunun için yetkinlik tartışması bir ön koşuldur.

Yetkinlik; bilgili, bilinçli olarak ve sorunsuz biçimde varlık sürdürmeye yetecek olanaklara sahip olmaktır. Yaşam donanımına sahip olmak, fiziksel ve ruhsal yeterliğin yanı sıra; yaşamı sorunsuz olarak sürdürebilecek maddi olanaklara sahip olmak gerektirir. Bunun için yaş oldukça önemlidir. Yaş koşulu sadece bir cins için değil, her iki cins içinde aranmalıdır. Aileyi korumak isteyen birileri, öncelikle özgür iradi tercihlerini yapabilecek yaşta olmaları gerektiğini dikkate almalıdırlar. Aile dendiğinde, nasıl bir aileden söz edildiği bilinerek belirlemeler yapılmalıdır. Aile toplumun temeli sayılıyor ise; bunun gerekleri yerine getirilmelidir. Bu nedenlerden dolayı altı yaş veya çocuk yaşta olanların evliliklere taraf olması akılla ve mantıkla bağdaşmaz!

Ailenin korunması, cinsler arası eşitlik temelinde ele alındığında ancak sağlanabilir. Aynı şekilde birliktelikler, eşitler arasında olduğunda anlamlı olabilir. Hiçbir koşulda her kim olursa olsun, birileri başkaları için yaşam belirlememelidir! Eşitimiz olarak görmemiz gerekenler, her koşulda kendi yaşamları hakkında, koşulsuz olarak söz hakkına sahip olmalıdır.

Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik konusunda, devlet üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir. Her birey, insan onuruna yaraşır bir iş ve düzenli gelirin sahibi olmalıdır. Vatandaşlıktan doğan halkalar, sosyal güvencelerle; yasal ve kurumsal güvencelere kavuşturulmalıdır. Bu temel koşullar yerine getirildiğinde aile korunmuş olur…Hukukun evrensel kuralları yaşama geçirildiğinde aile güvence içinde olur!