Şiir; bizi bulunduğumuz bir ruh halinden alıp başka bir ruh haline götürebilen yazı; ses uyumu, vezin, kafiye gibi güzellik öğeleriyle süslenmiş olup güzel hayaller taşıyan sanatlı sözlerdir. Şiiri tarif etmek bir bakıma güçtür. “Ne kadar şair varsa o kadar da şiirin tarifi vardır” derler. Çünkü şiir anlayışı herkese ve her devre göre değişmektedir. Kuvvetli heyecanlarla, sık duygularla örtülü edebi eserlerin hepsine şiir dendiği için mensur şiir akımı da bu inançtan doğmuştur. 
    Jean Cocteau: “Şiir öyle ayrı bir dildir ki başka hiçbir dile çevrilemez, hatta yazılmış göründüğü dile bile.”  Yahya Kemal Beyatlı: “Şiir, düşünceyi duygu haline getirinceye kadar, yoğurmaktır.” Alexis Carrel: Şairler hayata bilginlerden daha yakındır. Cervantes: “Şiir, yalnızlığın dostudur” Behçet Necatigil: “Şairler yazmadan önce kimse ölümü sevmezdi.” Seyit Kemal Karaalioğlu: “Şiir dilin ve insanın özüdür. Nazmın verdiği ritimden başka şiiri besleyen, zenginleştiren bir büyülü ses yanı vardır. Şiiri şiir yapan bu büyülü yan, bir kelimenin yer değiştirmesiyle bozulup dağılabilir” Attila İlhan : Sanıyorlar ki, ağırlığı bu coşkuya verirlerse, ortaya has bir şiir çıkar. Yanılıyorlar. Şiir, heyecanla aklın dengesini içerir. Heyecan, duygusal düzeydeki izlenimleri yoğunlaştırırsa, akıl bilgi düzeyindeki verileri şiire katar. Demektedirler. Tevfik Fikret: 
            “Güzel düşün, iyi hisset, yanılma, aldanma:
    Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar sanma.” Demiştir. 
    Azeri asıllı şair Osman Gökçe büyük ustaların şiir üzerine söylemiş olduğu bu özdeyişleri  adeta yaşamış, halen de yaşamakta olup bunları şiirlerinde rahatlıkla görebilmekteyiz. Yeni yayınlanan “DÜNYA YALAN, HAYAT YALAN, EVCİLİK OYNA, OYALAN”  adını taşıyan bu kitap Şairin: Gönül Esintileri, Ve Şehla, Natevan, Şarabanu, Kaçak Nebi, Molla Penah Vagıf’dan Samet Vurgun’a adını taşıyan kitaplarından sonra yayınladığı yedinci şiir kitabıdır. Şair içinden gelen duygu ve düşüncelerini hemen hemen her gün kaleme almakta, adeta bir şiir fabrikası gibi çalışmaktadır. Kitapta ata topraklarına büyük bir özlem duymakta, oraları merak etmekte, gidip görüp yaşamak istemektedir. Şair yelpazesini gayet geniş tutmuş her konuda şiir kaleme almıştır. Aşk, sevgi, vatan, bayrak, doğa, taşlamalar ve toplumsal konular incelikle işlenmiş, her kelime üzerinde en ince teferruatına kadar düşünülmüş ondan sonra yerlerine konmuştur. Şair günlük konuşulan halkın dilini kullanmış, eser her kesim tarafından rahatlıkla anlaşılabilecek niteliktedir.   
    Şair bütün şiirlerini Türklerin Milli Vezni olan hece vezni ile yazmaktadır. Kelimeler günümüzün yaşayan Türkçesiyle halkın anlayabileceği sade, arı ve duru bir dille yazıldığından zevkle okunabilmekte, okuyucuyu sıkmamaktadır. Şiirlerini 4+3, 4+4, 6+5 ve 7+7 hece ölçüsüyle yazmakta ve bunda da başarılı olmaktadır. Bu kitaptaki şiirlerin tamamı hece ölçüsüyle yazılmış. Şairin daha önceki bütün kitaplarını da tek tek okuduğum için bu son kitabındaki şiirlerinden anlıyorum ki Şair şiir yolunda bir hayli yol kat etmiş, olgunlaşmış, tekamül etmiş, daha iyiye, daha güzele, daha kaliteli şiirlere imza atmış. Bazı şiirlerinde Osman mahlasını kullanmış Şaire bu bakımdan iki unvan birden vermek gerekiyor hem halk şairi hem de kalem şairi unvanlarını bileğinin hakkıyla hak ediyor. 
    Kışları Nazilli, yazları Didim İlçemizde ikamet eden Şair Osman Gökçe’yi Türk Edebiyatına, Türk Kültürüne böyle bir eser kazandırmasından, gelecek nesillere böyle değerli bir kültür mirası bırakmasından dolayı canı gönülden kutluyor tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.   

--------------------------- ŞİİR KÖŞESİ ----------------------

  BENİM İÇİN 

Bu sabah güneş benim için doğmalı 
Benim için ötmeli bütün kuşlar 
Benim için ağlamalı gökteki bulutlar 
Benim için esmeli hoyrat rüzgarlar 

Benim için açmalı daldaki güller 
Benim için mis gibi kokmalı bahçeler 
Benim için yazmalı bütün şairler 
Benim için okunmalı o güzel Şiirler..
 
Benim için çalmalı bütün kemanlar 
Arkasından bütün kanunlar udlar 
Benim için söylenmeli bütün Şarkılar 
Benim için barışmalı küsen aşıklar 
Benim için sımsıkı sarılmalılar 

Benim için gelmeli o güzel bahar.. 
Benim için mutlu olmalı 
Bütün insanlar.. 

Zeynep EMAN – DENİZLİ 

--------------------------------------------

OKUMAYA VAKİT AYIRIN 

Okudukça oku, yetinme azla
Cahilin yükünü kaldırmaz vinçler
Beyhude işlerle uğraşma fazla
Okumaya vakit ayırın gençler. 

Tozpembe hayatla hülyaya dalma
Zararlı şeyleri ağzına alma
Gününü gün edip barlarda kalma
Okumaya vakit ayırın gençler. 

Aydınlık olmalı tüm Anadolu
Dilerim seçersin aydınlık yolu
Kütüphanelerde kitaplar dolu
Okumaya vakit ayırın gençler. 

Aydınlık yollarda bilinçli gezin
İyiyi, kötüyü anında sezin
Robottan farkınız olmalı sizin
Okumaya vakit ayırın gençler. 

Geceleri gezip, gündüzde yatma
Gündelik zevklerin içinde batma
Dediklerim doğru, yabana atma
Okumaya vakit ayırın gençler. 

          Şükrü ÖKSÜZ

----------------------------------------------

ISITIRSAN GELİŞİR 

Sevgiler ısıtırsan gelişir
Çiçekler sularsan büyür
Saygı karşılık bulursa görünür
Ben hiçbirini görmedim, yaşamadım. 

Dağlarda dolandın, evimi düşündüm
Düşündükçe de yorgunluk bilmedim
Attan indim ama eşeğe de binmedim
Ben saygıya susadım, yaşamadım. 

Para için sevgi gösterdiler
Önüme yemeğimi verdiler
Yedirdim, içirdim hep gezdiler
Hiç zevk almadım, yaşamadım. 

Geçen günlere iyi kötü deyip kızmadım
Sineye çektim hiçbir zaman bezmedim
İsteyerek zevkle doya doya  gezmedim
Birlik ve beraberliği görmedim, yaşamadım. 

    E.J.Albay Hasan SÜRER - AYDIN    

-----------------------------------------------

BEN SENİN OLMAM 

Ben fikrimi aşikara söylerim, 
Sanma aldatırım gönül eylerim, 
Sevgisiz bedeni versen neylerim, 
Hiç ortam sağlama senin olamam. 

Beden değil gönül bağın olmalı, 
Aşk kükreyip kalpten kalbe dolmalı,         
Konuşurken ruhum lezzet almalı, 
Kükreyip çağlama senin olamam. 

Ne servete nede mala bakarım, 
Seveni severim gönül yakarım, 
Dünya düşman olsa karşı çıkarım, 
Yüreğin dağlama senin olamam. 

Haddimi bilirim koşmam boşuna, 
Koşanların neler geldi başına, 
Dökme rağbet etmem timsah yaşına, 
Boşuna ağlama senin olamam. 

Nizamoğlu aşklar sevgisiz olmaz, 
Sevmeyenler gelip derdimi bölmez, 
Egolu olandan hayır da gelmez, 
Hiç gönül bağlama senin olamam. 

 Vahdettin IŞILDAK - BURSA

----------------------------------------------------

SARI GÜLÜM ÇOK ÖZLEDİM 

Sarı gülüm bilir misin yaz geldi 
Çık yuvandan, salın da gel bize gel 
Çok özledim saçlarının rengini 
Savur da gel, koşaraktan düze gel.
 
Uzat silem, gözlerinin yaşını 
Çatma öyle, yakışmıyor kaşını 
Kaldır bir bak, bana doğru başını 
Seni çalan, çok özleyen saza gel.

Bak başaklar, saçın rengi olmuşlar 
İşte gözler, sensiz-garip solmuşlar 
Senli olan tüm anılar gelmişler 
Bu yaz gelmez isen, gelen yaza gel 

   Gündüz AYDIN – SALİHLİ 

-----------------------------------------------

 BOŞ İŞLER

Gönül neden inliyorsun
Gece gündüz sızlıyorsun
Sanki derde tutulmuşsun
Sevda diyor ağlıyorsun.

Sanki sevda sokaklarda
Gidip ara bul diyorsun
Söyle bana deli gönül
Kim yitirmiş ben bulayım
Can yakan saygı sevdayı

Aşılmaz yüce dağları
Hiç gelmeyen yarınları
Öyle zalim vefasızları
Bana adres veriyorsun.

Sanki sevda yakınlarda
Gidip ara bul diyorsun
Söyle bana deli gönül
Kim yitirdi ben bulayım
Zar veren saygı sevdayı.

Gel ağlama deli gönül
Dertli gibi gece gündüz
Çile benim cefa benim
Başımdan aşmış dertlerim.

Biliyorum aşk meşk sevda
Bunların  hepsi boş işler
Sana sözüm deli gönlüm
Gücüm takatım kalmamış
Boş işler peşinde koşayım.

Sevim KILIÇ ÖZKAN – ALMANYA