Başlığı Beniz Utlu’nun belgesel romanı Vaters Meer, Babanın Denizi kitabından aldım. Altmış yıl önce Almanya’ya gelen konuk işçilerin çocukları ve hatta torunları harika eserler yazıyorlar.

Roman ve makalelerini Almanca yazıyorlar, çünkü okulda Almanca öğrendiler. Hâkim oldukları dilde yazarken Alman toplumuna ayna tutuyorlar. Böylece tarihte yapılan hataların tekrarlanmasını önlüyorlar.

Almanya hükümeti vatandaşlık yasasını reform ederek, ülkenin göç ülkesi olduğunu da altmış yıl sonra kabul etmiş oldu.

Yasaların zamana uymasında ikinci nesil başarılı insanların çok büyük katkısı olmuştur.

Bu nesil köklerinden koparılan sessiz yaşayan ilk neslin hikayelerini anlatıyorlar.

Alman edebiyatı, film ve sanatın her dalında zenginleşmesini sağladılar ve başarılarıyla bu akım devam ediyor.

Türkiye’de vatandaşlar yalnız kendi sorunlarıyla boğulurken, biraz gayret edip yurtdışı Türkleri anlamaya çalışsalar, orada da edebiyat ve sanat alanını zenginleştirirler. Kitaplarında her iki ülkeye mesajlar veriyorlar. Bu nedenle çocuklarımızın eserleri mutlaka Türkçe’ye çevrilmelidir.

İlk defa Güven başlıklı bir makalesiyle, Fatma Aydemir ve Hengameh Yaghoobifarah’ın Eure Heimat, unser Albtraum, Sizin Babavatanınız, Bizim Kâbusumuz, kitabında Deniz Utlu dikkatimi çekmişti.

Deniz, aynı zamanda Avrupa Türk toplumu için tatilini geçirdiği Anavatandır.

Deniz’in Liseyi bitirdiği yılda Murat Kurnaz terörist zannıyla Guantanamo’da tutuklanır, işkence görür. Üç yıl sonra Amerika suçsuz olduğu için Almanya’ya göndermek ister. Murat Alman vatandaşı değildir. Oturma hakkı süre olan altı ayı geçirdiği bahane edilerek kabul edilmez. Federal Almanya hükümeti SPD ve Yeşiller koalisyonda teşkil ediyordu. Buna rağmen iki yıl daha Amerika’da suçsuz olduğu halde tutuklu kalır. Deniz, bunun Müslüman ve Türk kökenli gençlere verilen bir mesaj olarak algılar ve yazar.

Murat Türk vatandaşı olduğu halde Türkiye yetkilileri de yardım etmiyor, yıl 2001.

Hatırlayalım, Murat Kurnaz’ın annesinin çabaları sonunda, zamanın başbakanı Dr. Angela Merkel tarafından Almanya’ya getirilmişti. Bu hikâyeyi konu eden film çok sayıda ödüle lâyık görüldü.

Deniz Utlu, 1983 yılında Hannover’de dünyaya geldi, Berlin ve Paris’te Halk Ekonomi Bilimi okudu. Kitaplarıyla Eyalet başşehir ve Alfred-Döblin ödüllerini almıştır.

Romanı hüzünle okudum, anlatım gücü tarif edilemez. İki defa felç geçiren baba Zeki yalnız gözlerini açıp kapayarak evet ve hayır diyebiliyor. Bu enerji oğluna anlatım gücü veriyor. Her şeyini kaybeden bir insanda kalan son şey dili, lisanıdır.

Romanın baş kahramanı Zeki’nin oğlu Yunus henüz on üç yaşındayken baba bakıma muhtaç duruma düşer. Anne Senem insanüstü bir güç, enerji ve sorumluluk altında on yıl eşine bakar.

Güçlü tasvirlerle anlatı, Mardin, Hannover, Ankara, Berlin, İstanbul ve Paris arasında okuru geziye götürür. Almanya’ya gelen konuk işçilerden bahsedilirken okuma yazma dahi bilmiyorlardı, denir. Halbuki Yunus’un annesi ve babası Türkiye’de yüksel tahsil yaptıktan sonra gelmişlerdir. Yunus baba ile hasta olmadan önce yaşadıklarını, zihninde hatırlamaya çalışır, konuşmaları geçirdiği zamanı çok duygulu bir şekilde anlatıyor. İkinci nesil ailede göçmenliğin getirdiği sorunları çözmede küçük yaşta sorumluluk alarak, aynı yaşta olan sınıf arkadaşlarından daha olgun ve yorgun oldular.

Romanda Türkiye ve Almanya yakın tarihine şahit olan ilk neslin geçmişi işleniyor. Baba İstanbul’da tahsil yaparken askeri darbe zamanını yaşamıştır.

Aile babanın hastalığıyla maddi ve manevi yıpranmıştır. Buna rağmen Yunus yüksek tahsilini yapabiliyor. On sekiz yaşında yalnız yaşamayı öğreniyor. Annesinden ayrılarak hayat üniversite deneyimi için başka bir şehre taşınma cesareti gösteriyor.

Deniz Utlu harikalar yaratan ikinci nesilden başaran gençlerden biri. Bu gençlere Alman Edebiyat severler sahip çıkıyor. Artık Almanya Türk Toplumu ikinci ve üçünce nesil Almanca öğrenim görmüştür. O halde Türkçe de bizim Almanca da bizim diyerek sahip çıkılmalıdır.

Türkiye’de ön yargı ve genellemeye karşı bu değerli kitaplar Türkçeye mutlaka çevrilmelidir.

Sevgili genç yazarlar, ikinci nesil kitaplarınız yorgun zihnime merhem etkisi yapıyor. Artık ilk nesil çok azaldı. Çoğu hasta veya aramızdan göçüp gittiler.

Deniz Utlu, Gün Tank, Fatma Aydemir, Özcan Mutlu ve daha nice adlar var, yolunuz açık olsun. Yazmaya devam edin.

Kitap olan, okunan yerde kimseye zarar gelmez, istediğiniz kadar orada kalın, dinlenin.

Hoşça kalın!

Kaynak ve tavsiye kitaplar:

Deniz Utlu, Vaters Meer, Suhrkamp Verlag AG, Berlin 2023

ISBN: 978-3-518-43144-3

Fatma Aydemir, Hengameh Yaghoobifarak, Eure Heimat ist unser Albtraum, Ullstein Buchverlage GmbH, Berlin 2019, sayfa 38

ISBN: 978-3-96101-036-3