Arapça’dan Türkçe’mize giren tesanüt kelimesinin Türkçe’deki karşılığı dayanışma olup; sözlüklerdeki anlamı : “ Birbirine destek olma; duygu, düşünce birliği içinde bulunma, birbirini kollama, birbirine bağlılık gösterme.” anlamlarında kullanılır.
Toplum halinde yaşayan tüm yaratıklar, hayatlarını idame ettirmek ve ilerletmek için birbirleriyle dayanışma içinde olmak mecburiyetindedirler. Arıların, karıncaların, aslanların ve insanların birbirleriyle dayanışma içinde oldukları görülmektedir. En küçük aile biriminden, milletlere varıncaya kadar bütün toplumların birlik ve beraberlik içinde olmaları onların daha fazla inkişaf etmelerinin sebebidir.
En küçük topluluk olan aile biriminde eşler birbirleriyle ne kadar fazla dayanışma içinde olurlarsa, o evde huzur, mutluluk, sevgi, hoşgörü o kadar fazla olur. Ekonomik sıkıntı çekmezler. Atalarımız, “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” diyerek bir hakikati dile getirmişlerdir. Kesler ise : “ Yardımlaşma ve dayanışma, bir toplumun gelişmesi için en güzel vesiledir.” demiştir.
Osmanlı İmparatorluğunun üç kıtaya hükmetmesinin başlıca nedenlerinden biri de İmparatorluk içindeki halkların birbirleriyle; hem de bütün İslam aleminin halifenin sancağı altında dayanışmaya girmelerindendir.
İstiklal savaşı verilirken Sovyetler Birliğinde yaşayan Türklerin ve Pakistanlı Müslümanların yardım kampanyaları düzenlemeleri tesanütün en bariz örneklerindendir.
Yine aynı şekilde Anadolu’dan düşmanın atılması için genciyle-yaşlısıyla, kadınıyla-kızanıyla, eriyle-paşasıyla, alimiyle-cahiliyle millet top yekûn bir dayanışma içerisine girerek Atatürk’ün liderliğinde düşman Anadolu’dan temizlenmiştir.
Üzerimizdeki yük ne kadar çok olursa olsun hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemeliyiz. Yeter ki birlik, beraberlik içinde el ele, yürek yüreğe, gönül gönüle olalım, her şeyin üstesinden geliriz. Bu meyanda bir İngiliz atasözü :”Eller çok olursa, yük hafifleşir.” diyerek bir doğruyu teyit etmiştir.
Millet olarak gelişmemiz, yükselmemiz, sanayileşmemiz, müreffeh ve mutlu bir hayat sürmemiz, başkalarının boyunduruğu altına girmeden, başımız dik ve özgürce yaşayabilmemiz için birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmamızın şart olduğu hepimiz tarafından bilinmelidir.
Satırlarımıza J.J. Rousseau’nun şu güzel sözüyle son verelim.
“ Beraber ağlamaktaki tatlılık kadar hiçbir şey kalpleri birbirine bağlamaz.”
--------------------------------------------------------------------------
SENDEYİM
Yaz güllerinin açtığı yerdeyim
Yüzünden bugün kalbimle şerdeyim
Sevgi rüzgarın alıp savurduğu
Aç yüreğin geldim artık sendeyim.
Yelken açmış maviliğine deniz
Uğruna akan yaşla doldu geniz
Sevdandan kalbimle her daim şeniz
Aç kolların geldim artık sendeyim.
Dağlar kadar yücedir bu sevdamız
Bitmez mezara kadar bu sevdamız
Yanar içinden sönmez kor sevdamız
Aç sevgilim geldim artık sendeyim.
Yoluna yol tuttum ömrüne ömür
Hasretinden oldum mangalda kömür
Gel birazda kalbime gir de sömür
Aç bir tanem geldim artık sendeyim.
Aslanoglu der gönülden severim
Ben ezelden hep aşklara yaverim
Yolunu kaybetmiş bir avareyim
Aç kapını gülüm artık sendeyim.
Çetin ASLAN - AYDIN
-----------------------------------------------------
ŞİRİNCELİ KIZ
Köhne olan dünyama ışık saçan gözünle
Gönül ocağımdaki hiç sönmeyen közünle
Seninle ölümüne, dediğin o sözünle
Kalbimin içindesin, Şirinceli şirin kız
Taş döşeli yollardan o nazlı gelişinle
Hilal gibi gamzeden, mühürden gülüşünle
Mehtap gibi parlayıp, geceyi delişinle
Kalbimin içindesin, Şirinceli şirin kız
İman dolu bilginle, ruhlara akışınla
Yanık sesinle her gün, türküler yakışınla
Keman kaşlar altından, hoplatan bakışınla
Kalbimin içindesin, Şirinceli şirin kız
Ömrünce mutlu olmak, herkes ister seninle
Köyünde simge oldun, yüzündeki beninle
Seni şirin yapan o, üstündeki teninle
Kalbimin içindesin, Şirinceli şirin kız
Omuzlardan dökülen, büklüm büklüm saçınla
İnsanı hor görmeyen, doğru bakış açınla
Prenses kıskandıran, papatyalı taçınla
Kalbimin içindesin, Şirinceli şirin kız
Ergün GÜL – AYDIN
---------------------------------------------------
ÖMRÜMÜ ÇALAN YILLAR
Bilmem hangi yıldızlarda, saklandı umutlarım
Gecenin ayazında, üşüyorken mehtabım
Eğer gücüm yeterse bu acıyı, şutlarım
Yalnız dostlarım olur, bu gecede muhatabım…
Karışmam hiç kimsenin etlisi, sütlüsüne
Ben geceye teslimim, o ise bana yaren
Varsın koşan erişsin, kendi kıymetlisine
Yüreğimi dinlerim, bana diyorsa diren…
Şafak benim tan benim, kimseye hesap vermem
Yüzümdeki nur oyken, bundan kime ne derim
İkrar vermişim bire, ikiliye yüz sürmem
O yüzden haykırırım, bire bağlıdır serim…
Yer vermem yüreğimde, ne kibire ne kine
Dikenlerden sıyrılıp, olayım güle yakın
Sevgi nedir bilmeyen, beni görüp çekine
Ömrümü çalan yıllar, beni bana bırakın…
Kamile YEŞİLTEPE - İZMİR
-------------------------------------------------------
SEN DE
Sözümü senden saklayamam,
Buruşmuş gülleri koklayamam,
Gelmek istemeyeni bekleyemem,
Böyle bir karakterim var benim.
Sevgiye hürmetim büyüktür,
Sevgisiz geçen günlerim kayıptır,
Yaşanan güzelliği anlatma ayıptır,
Böyle bir karakterim var benim.
Sabırlıyım, dinlemesini bilirim,
Gel dediğin yere hemen gelirim.
Gerekirse sevgim için ölürüm
Böyle bir karakterim var benim.
Benim için her şey sevginin başı,
Sevgiyle tatlanır, yuvanın aşı,
Saygıya bağlıdır her şeyin gidişi,
Böyle bir karakterim var benim.
İbrahim KİRAZ – NAZİLLİ
HAYKIRIYOR KALBİM
Zamanın yüreğimi delip geçtiği
O gün
Bir kibrit alazında eridiğinde gece
Hayaller kapladığında lacivert gökyüzünü
Yıldızlar arasına
Mahyalar gerdim
Koyu kırmızı mürekkeple yazdım adını
Karanlık bulutlar geldi geçti
Kaderin cümle kilitlerini
Kırma pahasına
Zorlarken düşlerimi
Ne yağmurlar
Ne tipiler
Silmek istedi seni.
Ve ararken çıplak ayakla
Dikenler üstünde
Hızlı saatin kayıp ayarcısını
Çığlık çığlığa
Haykırıyordu kalbim…
Nuriz GÖKMENOĞLU – ANKARA
-----------------------------------
EYLÜL SAÇLIM
Hayali çölüme serilen vaha
Üşürüm, bırakma beni bir daha
Lal olsa geceler küsse sabaha
Yinede gönlümün ışığısın sen.
Aşkınla çağlayıp elemle aktım
Elimle kalbime ateşler yaktım
Selamın bekledim yoluna baktım
Endamın yuvası eşiğisin sen.
Nedendir, bu canın bitmez suçları
Dokunsam tutuşur parmak uçları
Eylüle boyanmış ipek saçları
Ruhumun rengârenk kuşağısın sen.
Ey mahzun bakışlım anlamlı sözüm
Yarınım, güneşim aydınlık yüzüm
Erelim vuslata gel yürek sızım
Çılgın düşlerimin beşiğisin sen.
Eylüller beklerken seni rıhtımda
Umutlar yeşerir kara bahtımda
Bir hülya Bolat’ın gönül tahtında
Ümidin tohumu başağısın sen.
Bolat ÜNSAL - ANTALYA
---------------------------------------------------
BİÇARE KOLLARIM
Nisan yağmurlarında çisem çisem ıslandım
Gönlümün baharında çiçek açtı umutlarım
Şiirler yazdım sabırla işledim satırlarını
Kalbimden kalemime düştü sana yolladım.
Her gece şarkımızı fısıldadım mehtaba
Ölmemler yaktı gecemi gökyüzü insafa geldi
Gözlerimden uzaklaşırken semadaki ay
Nisan yağmurlarında dindi kalbimin atışı.
Çılgın duygularım beklerken sabahı
Gözlerimi boş yere kapıya hapsettim
Çaresiz yüreğim düşlere kapattı yollarını
Biçare kollarım sana hasretimi uzattı.
Tülay SARAYKÖYLÜ – SÖKE