Bir kenti tanımak için orada uzun süre yaşamak gerekir. Özellikle sahillere konumlanmış kasabaları tanımak biraz daha zaman alır. Çünkü sahil kasabalarında farklı kesimlerden ve yurt dışından gelenlerin kentin kimliğine etkisi fazladır. Bu da o yerin standartlarını değiştirebiliyor. Ayrıca dönemlik gelenlerin oluşturduğu farklılık ayrı bir özellik katar bu tür yerlere. Bu farklılıkların kentin kimliğine yansıması bazen bir renk armonisini çağrıştırır. Gelişim sürecini tamamlamayan sahil kasabalarını tanımlamak, ölçeklendirmek ve kesin bir yargıda bulunmak kolay değildir. Dinamik yapıları her zaman devam eder.
Son yıllarda Ege sahillerindeki kasabalara yerleşme oranı artıyor. Bunun birçok nedeni var. İnsanların sahil kasabalara yerleşmesinin iki önemli nedeni olabilir. Birincisi büyük şehirlerin gürültülü ve kasvetli karışıklığından uzaklaşmak. İkincisi daha yerel ve doğal-organik bir ortamda yaşamak. Bunlar başat nedenlerdir. Fakat insanları buralara çeken onlarca neden var.
Ayrıca “yenidünyada” doğaya kaçış trendi var. İnsanlar şehirlerin kalabalığından, gürültüsünden ve betonlaşmanın getirmiş olduğu olumsuzluklardan uzaklaşmak istiyor. Sakin bir sahil kasabasına yerleşip, organik besinlerle beslenip, temiz havayı solumak istiyor. Aynı zamanda asgari sağlık, eğitim, ulaşım ve alışveriş imkânlarının olmasını da önemli kriter bir sayıyor. Didim, yukarıda belirtilen kriterlerin birçoğunu karşılayan bir sahil kasabasıdır. Özellikle çevresindeki sahil kasabalara göre daha yerel izler taşıyor. Bu da Didim’in agresif büyümesini önlüyor.
Egenin bu güzel ilçesi birçok sahil kentine göre daha fazla maviye sahip. Kuşadası ve Bodrum arasına sıkışmış bu turistik ve sahil ilçemiz henüz Kuşadası ve Bodrum’un kentleşen yapısından şimdilik azade. Ama tehlike(!) yavaş yavaş bu masum kente doğru ilerliyor. Sahile uzanan boş alanlar birçok girişimcinin iştahını kabartıyor. Oysa Didim’in altyapısı güçlendirilmeden yapılacak büyük turistik tesisler buradaki yaşamı zorlaştırabilir. Ayrıca Didim bu haliyle halinden memnun… Tüm mevsimlerde yaşanacak bir kıyı kentidir.
Lokasyon olarak daha çok mobilize olabilecek bir yer. Ne Bodrum gibi kara parçasının ucuna sıkışmış ne de Kuşadası gibi midipol(orta) bir şehir olmuş durumda. Anadolu-Egenin kültürel renklerini bünyesinde toplamış bir sahil kasabasıdır. Türkiye’nin büyük inşaat firmalarının şimdilik uğramadığı, sınırlı sayıda ultra lüks otele sahip Didim, henüz aşırı betonlaşmamış. Böyle olunca orta sınıf insanlarla, yurtdışındaki Türkler ve sınırlı sayıda, özellikle, İngilizlerin yerleştiği bir kasaba olma özelliğini taşıyor. Mavi bayraklı koylarının çokluğu, sığ denizi; Kuşadası, Bodrum, Aydın ve İzmir gibi daha gelişmiş yerlere yakınlığı bu sahil kasabasını cazip kılan önemli faktörlerdendir.
Yazının başlığındaki “uzaktan bakış” ise yazları bir süre yaşadığım bu kenti değerlendirirken tüm parametrelere hakim olamayabilirim diye koydum. Bir kente ya da kasabaya ilk girişinizde; gözünüze çarpan kentin mimarisi ve bunun arka planının sizde oluşturduğu izlenim üzerine inşa edilen bakış açısından kurtulmanız zaman alıyor. Şehrin atmosferini yakından izlediğinizde düşünceleriniz ya geçmişi olumlar ya da olumsuzluğunu arttırır. Yaklaşık 4 yıl önce bu kente ilk gelişimdeki düşüncelerimin bir kısmı korunsa da bir kısmı değişti. Olumlu ve olumsuz yanlarını belki ayrıntılı bir şekilde ileride yazarım. Ancak kent estetiği açısından yapılacak çok şey var. Daha modern, daha ergonomik ve daha yaşanabilir bir kent için çok şey yapılabilir. Bunu sağlamak için peyzaj düzenlenmesinden tutun da ara sokaklardaki temizlik, gece çalınan yüksek volümlü müziğin oluşturduğu ses kirliliğini azaltma, sosyal aktiviteler, sahil düzenlemeleri gibi çalışmalar yapılabilir. Sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif aktivitelerin kalitesini arttıracak planlamalar kente bir farkındalık kazandıracaktır.
Tüm bu temennileri bir tarafa bırakırsak Didim, her şeye rağmen yaşanılacak bir lokasyona sahiptir. Bunun tadına varanlar kolay kolay terk etmiyor bu kasabayı. Daha güzel, daha temiz ve daha çok hizmetin olduğu bir kent olması herkesin dileğidir…