Kayı Bo­yu­nun Yiğit Ev­la­dı: Osman Gazi (Os­man­lı Dev­le­ti’nin ku­ru­cu­su, Türk’ün ada­let ve ce­sa­ret mi­ra­sı­nı ge­le­ce­ğe ta­şı­yan lider)

Tarih sah­ne­sin­de bazı isim­ler var­dır ki, hem men­sup ol­duk­la­rı mil­le­tin ka­de­ri­ni hem de dünya ta­ri­hi­ni de­ğiş­ti­rir. Osman Gazi, işte bu isim­ler­den bi­ri­dir.
Oğuz­la­rın Bozok'ların Kayı Boyu’na bağlı Oğuz soy­lu­dur, Os­man­lı ta­rih­çi­le­ri­nin ortak ka­bu­lü­dür. Bu aidi­yet, Os­man­lı­la­rın daha ilk gün­den iti­ba­ren ku­ru­cu unsur ola­rak Türk et­ni­si­te­si­ne da­yan­dı­ğı­nı açık­ça or­ta­ya koyar.
Ço­cuk­luk ve Genç­lik Yıl­la­rı
Osman Gazi, 1258 yı­lın­da Söğüt’te doğdu. Ba­ba­sı Er­tuğ­rul Gazi, an­ne­si Hayme Ana’dır. Er­tuğ­rul Gazi’nin böl­ge­de sağ­la­dı­ğı ada­let ve di­ra­yet, Kayı bo­yu­na hem gü­ven­li bir yurt hem de güçlü bir iti­bar ka­zan­dır­mış­tı. Osman, bu mi­ra­sın üze­rin­de ye­tiş­ti. Genç yaşta ce­sa­re­ti ve st­ra­te­jik ze­kâ­sıy­la öne çı­ka­rak 1281’de bey­li­ğin ba­şı­na geçti.
Dev­le­tin Do­ğu­şu
1299 yılı, ta­ri­he Os­man­lı Dev­le­ti’nin ku­ru­luş yılı ola­rak geçti. Ka­ra­ca­hi­sar, Yar­hi­sar ve Bi­le­cik za­fer­le­riy­le sı­nır­lar ge­niş­le­di. Ancak Osman Gazi’yi asıl fark­lı kılan, fet­het­ti­ği top­rak­lar­da yal­nız­ca bay­ra­ğı­nı dal­ga­lan­dır­mak değil, hal­kın hu­zu­ru­nu ve re­fa­hı­nı sağ­la­ma­sıy­dı.
Türk’ün Dev­let An­la­yı­şı
Oğuz tö­re­si ile İslami ada­let an­la­yı­şı­nı har­man­la­dı. “İnsana hiz­met” an­la­yı­şı dev­le­tin te­me­li oldu. Kayı bo­yu­nun dam­ga­sı yal­nız­ca san­ca­ğa değil, yö­ne­tim fel­se­fe­si­ne de iş­len­di. Bu an­la­yış, Os­man­lı’yı yüz­yıl­lar­ca ayak­ta tu­ta­cak­tı.
Va­si­yet ve Miras
1326’da Bursa’nın fethi ger­çek­leş­ti. Aynı yıl Söğüt’te ha­ya­ta veda eden Osman Gazi, ge­ri­de yal­nız­ca bir dev­let değil, dünya ta­ri­hi­ne yön ve­recek bir im­pa­ra­tor­luk bı­rak­tı.
Osman Gazi’nin Va­si­ye­ti
“Oğul! İnsan­lar ya­şa­dık­ça, ada­let­le hük­met; zulmü kal­dır. Hal­kı­na karşı daima mer­ha­met­li ol. Çünkü dev­le­tin te­me­li ada­let­tir.”
(Os­man­lı tarih kay­nak­la­rın­dan der­len­miş­tir.)
Mavi Didim’in de­ğer­li oku­yu­cu­la­rı, tarih sa­de­ce geç­mi­şin ay­na­sı değil, ge­le­ce­ğin pu­su­la­sı­dır. Biz­ler de bu pu­su­la­yı iyi oku­ma­lı, ta­ri­hi­mi­ze, ec­da­dı­mı­za ve on­la­rın bize bı­rak­tı­ğı onur­lu mi­ra­sa sahip çık­ma­lı­yız. Çünkü biz, Tür­küz.
Bir son­ra­ki ya­zı­mız­da bu­luş­mak di­le­ğiy­le...
Ne mutlu Türk’üm di­ye­ne! 🇹🇷🇹🇷🇹🇷 Son­suz Sevgi ve Say­gı­la­rım­la

Rızakaraymir