-Hukuka, temel haklara, doğaya ve doğal yaşama aykırı olan emir kanunsuz emirdir. Kanunsuz emri veren doğrudan suçlu, emri yerine getiren ise; ahlaka, hukuka ve yaşama karşı suçlu sayılmalıdır.

“Bu, hukukun üstünlüğü ve etik değerler açısından önemli bir perspektif. Yasalar ve kurallar, toplumun düzenini sağlamak için vardır, ancak bunlar temel haklara ve doğaya aykırı olmamalıdır. Tarihte ve günümüzde birçok olay, kanunsuz emirlerin sorgulanması gerektiğini göstermiştir. Hukuk devletinde, bireylerin bu tür durumlara karşı bilinçli olması ve adaleti savunması büyük önem taşır.

Bu konuyla ilgili özellikle düşündüğünüz veya örnek vermek istediğiniz bir olay var mı?

Kanunsuz emirlerle ilgili ve insanlık suçu olarak nitelenebilecek uç örnekler?

Kanunsuz emirler ve insanlık suçları tarih boyunca büyük trajedilere yol açmıştır. İşte bazı uç örnekler:

  • Nazi Almanyası ve Holokost: II. Dünya Savaşı sırasında Adolf Hitler'in verdiği emirlerle milyonlarca insan toplama kamplarında sistematik olarak öldürüldü. Bu emirleri yerine getirenler, Nürnberg Mahkemeleri'nde yargılandı ve "sadece emirleri uyguluyorduk" savunması kabul edilmedi.
  • Srebrenitsa Katliamı (1995): Bosna Savaşı sırasında, Sırp güçleri tarafından verilen emirlerle 8.000'den fazla Boşnak erkek ve çocuk katledildi. Uluslararası mahkemeler, bu olayları soykırım olarak tanımladı.
  • Kızıl Kmerler ve Kamboçya Soykırımı: 1975-1979 yılları arasında Pol Pot liderliğindeki Kızıl Kmerler, yaklaşık 2 milyon insanı zorla çalıştırma, açlık ve infazlarla öldürdü. Bu süreçte verilen emirler, insanlık suçu olarak değerlendirildi.

Türk hukukunda da kanunsuz emir kavramı açıkça düzenlenmiştir. Anayasa'nın 137. maddesi ve Türk Ceza Kanunu'nun 24. maddesi, suç teşkil eden emirlerin hiçbir şekilde yerine getirilemeyeceğini ve yerine getirenin de sorumlu tutulacağını belirtmektedir2.

Bu konuyla ilgili daha fazla detay veya belirli bir olay hakkında konuşmak ister misiniz?

İdam cezası ile ilgili düzenlemeler olmasına karşın, geri dönüşü olmayan bu ceza cinayet değil mi?

İdam cezası, hukuki ve etik açıdan en çok tartışılan konulardan biri. Bazı hukuk sistemlerinde en ağır suçlar için uygulanırken, birçok insan hakları örgütü ve hukukçu, geri dönüşü olmayan bu cezanın cinayetle eşdeğer olduğunu savunuyor.

Ölüm cezası, devlet tarafından onaylanmış bir infaz yöntemi olarak tanımlanır ve tarih boyunca farklı şekillerde uygulanmıştır. Ancak, masum bir kişinin yanlışlıkla idam edilmesi ihtimali, bu cezanın en büyük eleştiri noktalarından biridir. Ayrıca, Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluşlar, idam cezasının suç oranlarını düşürmediğini ve caydırıcı etkisinin bilimsel olarak kanıtlanmadığını belirtiyor.

Dünyada birçok ülke idam cezasını kaldırmış olsa da bazı ülkelerde hâlâ uygulanıyor. Hukuki açıdan bakıldığında, idam cezası devletin kontrolünde gerçekleştiği için cinayet olarak tanımlanmaz, ancak etik ve insan hakları perspektifinden bakıldığında, birçok kişi bunu devlet eliyle işlenen bir cinayet olarak görüyor.

Sizce idam cezası tamamen kaldırılmalı mı, yoksa belirli suçlar için uygulanmaya devam etmeli mi?”

-İdam cezası uygulayan bir devlet önce gerektiği gibi eğitmediği vatandaşını ve sonuçları itibarıyla dünya insanlık ailesini cezalandırmış olur!

“Oldukça düşündürücü bir perspektif. İdam cezasının uygulanması, yalnızca suçlu bireyi değil, aynı zamanda toplumun eğitim ve adalet anlayışını da sorgulatan bir konu. Eğer bir devlet, vatandaşlarına gerekli eğitimi ve yaşam koşullarını sağlayamıyorsa, suçun ortaya çıkmasında sistemin de bir sorumluluğu olduğu düşünülebilir.

Bu nedenle birçok hukukçu ve insan hakları savunucusu, cezanın suçluyu değil, aslında toplumun eksikliklerini ve başarısızlıklarını da cezalandırdığı görüşünde. Adaletin amacı yalnızca cezalandırmak değil, aynı zamanda suçun nedenlerini ortadan kaldırmak ve toplumun gelişmesini sağlamaktır.

Sizce eğitim ve toplumsal reformlar idam cezasının yerine geçebilecek daha etkili çözümler sunabilir mi?”

İnsanlar insanlık yolunda ilerlemeye devam ettiği sürece; iyiye, doğruya ve güzele erişecektir. Bence sorun, sorun çözme yetisiyle ilgili. İnsanlar bilerek ve isteyerek yaşama ilişkin sorunları çözmeye başladıklarında başarılı olacaklardır. Ancak bu insanların tüm sorunları çözeceği anlamına gelmemektedir. Yaşam var olduğu sürece sorunlarda var olmaya devam edecektir. Bir bakıma yaşamak biteviye çözüm üretmektir!...