1 Mayıs Emeğin ve Emekçinin Bayramı…

Üreten, üretimden gücünü alan, emeğiyle geçinen insanoğlu, ne yazık ki; emeğinin karşılığını bulamamasıyla ve sömürülmeyle karşı karşıyadır…

İnsanın insanı sömürmesi; insanoğlunun o kadar da eşit paylaşımın, insanca yaşamanın yanında olmadığının da bir göstergesi… T. Hobbes’in dediği gibi İnsan insanın kurdu olmaya devam ediyor…

Emeği ile geçinenleri; işverenlerin, patronların, ağaların insafına bırakırsanız, yasaları da bu yönde çıkarırsanız; emekçiler köle-maraba- olmaya devam ederler…

Demokrasi deniliyor, temsil deniliyor ama gerçek anlamda bir demokrasi yok ülkemizde…

Ülke nüfusun yarısı kadın ama Meclisin yarısı kadınlardan oluşmuyor… Emeğiyle geçinmeye çalışan büyük bir kitle de mecliste yeterince temsil edilmiyor…

Ülkemizi yöneten Bakanlara şöyle bir bakınız çoğunluğu işveren konumunda…

Ülkemizde sendikalı işçi oranı ancak %14,32 oranında… Mevcut işçi sendikalarının önemli bir kısmı da siyasi partilerin dolayısıyla iktidarların arka bahçesi gibi çalışmaktan, emeğin değerinin güçlenmesi için çalışmaya zaman bulamıyorlar! Bu tür sendikalara sarı sendikada diyebilirsiniz… Bu sendikaların başkanları sırasıyla arka bahçe görevinin yaptıkları partilerden milletvekili yapılarak da ödüllendirirler!…

Ülkemizde memur sendikalarının sadece adları vardır. İktidarların arka bahçesi gibi çalışırlar. Torpilli atamalar, kadrolar almak için uğraşırlar, sendikacılık yaptıklarını zannederler…

1 Mayıs 2022 tarihi itibariyle asgari ücret kölelik ücreti bile değildir…

Emeği ile geçinenlerin karnı aç, mutsuz ve geleceğe de o kadar umutlu bakmıyorlar…

Hayat pahalı, emek ucuz…                    

Yıl 1993, Recep Tayyip Erdoğan o zamanlar daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil, milletvekili değil ama siyasi arenalarda Refah Partisi adına siyasi konuşmalar yapıyor. Yer Bursa, konuşmasının konusu simit-çay ve asgari ücret karşılaştırması yapıyor ve sonuç olarak şöyle diyor… “Bu zalim yönetim bu aziz millete bir bardak çayla simidi layık görmüyor. Evin kirası, elektrik, su parası, çocukların okul masrafı ne olacak”…

20 yıllık AKP iktidarında emek değerlendi mi, yoksa daha mı kötüye gitti?

Dört kişilik bir aile üç öğün doymazlar ya sadece bir simit, bir bardak çay ve bir küçük dilim peynir yeseler… Ucuzunda üçünün de fiyatı 5TL olsa bir kişinin üç öğün tutarı 45TL ediyor. 4 kişilik ailenin günlük tutarı 170TL ediyor. Aylık ise toplam 5100 TL… Asgari ücretten 850TL fazla…

Eh, alkole karşı oldukları için devamlı zamlarla alkollü içkiyi içilmez ettiler… Avrupalı günlük yaşamında su niyetine günde ortalama üç bira içer. Ülkemizde karı-koca aynı şeyi yapsa asgari ücretleri yetmediği gibi 250TL de borçlanmış olurlar…

Ülkemizde çalışanların %60’ı asgari ücretle çalışıyor, bazı çalışanlar ve emeklilerin önemli bir bölümü asgari ücretin altında maaş alıyor. Çoğu işsiz- güçsüz gençler babalarının emekli maaşına bakıyor… Asgari ücretin biraz üstünde maaşınız olsa da yine açsınız…

Kısacası mutlu azınlığın dışında ülkemiz insanları aç…

Böyle bir ortamda siyasiler işçi, emek üzerine nutuk atacaklar, emekçilerin bayramını kutlayacaklar…

Herşey ortada…Emekçi kesim bir sefaletin içinde…Ülke geliri emekçi kesimin emeğiyle hep zenginlere doğru akıyor…Zengin daha çok zenginleşirken emek ve emekçi yerlerde sürünüyor…

Bu böyle gitmez-gidemez ve sürdürülemez…

Her şeye rağmen, bayramımız kutlu olsun