Günlük hayatta sosyal ilişkilerimizde, romantik ilişkilerimizde, aile ilişkilerimizde muhattabımız olan kişilere gereğinden fazla sevgi vere biliyoruz çoğu zaman. Aslında aşırı verdiğimiz sevginin temelinde şu yatıyor daha çok sevilme, daha çok duygusal olarak tatmin edilme ve daha çok değer görme ihtiyacımızda kaynaklanıyor.  Bu aşırı verdiğimiz sevgi talebinin karşılığını bulamadığımız zaman daha çok arayış içerisine girmekteyiz ve yanlış ilişkiler geliştire biliyoruz, doğal olarak kendimizi bir boşluğun içerisinde bulabiliyoruz ve yanlış ilişkiler geliştire biliyoruz.

Simdi asıl olarak boşluk duygusu konusuna deyineceğiz :


Boşluk Duygusu Nedir?
Boşluk duygusu; olumlu ya da olumsuz hiçbir duygu hissetmemek anlamına gelir. İnsan beyni her zaman bir duyguya ihtiyaç duyar, olumlu ya da olumsuz bir duygu hissetmek ister. Boşluk duygusu insanları çok rahatsız eden bir duygudur. 
Boşluk duygusu uzun sürmesi halinde kişide depersonalizasyon ve derealizasyon dediğimiz duygular ortaya çıkar. Depersonalizasyon kişinin kendine yabancılaşması hissidir. Binevi hissizlik duygusu da denilebilir. Depersonalizasyonda kişi beş duyu organıyla algıladığı duyguları hissedemez. Yediği yemeğin tadı yavan gelir, vücudu sanki uyuşmuş gibidir, tenindeki herhangi bir duyumu hissedemez, bu durum bütün duyu organları için geçerlidir. Derealizasyon ise kişinin bulunduğu ortamdan kopma halidir. Derealizasyonda kişi etrafında olup biteni algılamakta güçlük çeker, dünyayı bir ekranın arkasından izliyormuş hissine kapılır. Karşısında biri konuşurken onu takip etmekte zorlanır. İşine odaklanmakta güçlük çeker. Unutkanlıkları artar kısacası hayattaki işlevselliği bozulur.


Boşluk Duygusu Neden Olur?
Boşluk hissetme ve anlam eksikliği çoğu insanın hayatında deneyimlediği bir durumdur. Bu yazımızda boşluk hissi neden olur ve bu hisle nasıl başedilir soruları üzerinde duracağız.
Boşluk duygusu daha çok belirsizlik zamanında ortaya çıkabilmektedir. Kişinin kaygılı olduğu durumlarda ya da hayatında çatışmalar yaşadığında, kendisini ve çevresindekileri kontrol edemediği zamanlarda kişi boşluk duygusu hissedilebilir.
Bazı kişilik bozukluklarında da boşluk duygusu daha fazla göze çarpmaktadır. Örneğin; narsistik kişilik, borderline (sınırda) kişilik veya çekingen kişilik özellikleri gösteren kişilerde daha fazla ön plana çıkmaktadır. Bu kişilik bozukluklarında hissedilen boşluk duygusunu doldurma isteği olup dolduramama gözlemlenmektedir.
Boşluk duygusu çocukluğunda duygusal ihmale uğramış yetişkinlerin çok sık karşılaştığı bir duygudur. Boşluk hiçlik demektir. Kişinin iyi veya kötü yaşadığı şeylere karşı hiçbir duygu hissetmemesi anlamına gelir. Çocukluğunda annesinden yeterli duygusal yakıtı alamamış olan yetişkin, sıklıkla boşlukta hissettiğini fakat neden olduğunu bilemediğini ifade eder.Kişi bu duyguyu bastırmak için kendini eyleme vurabilir. Eyleme vurmak demek, dürtüsel ve aşırı yoğun davranışlar olarak da düşünülebilir. Kişi, baş edemediği yoğun olumsuz duygulardan kaçmak için bu savunma mekanizması geliştirebilir. Eyleme vurmak kişiyi kötü hissettiren duyguya karşı korur. Aslında herkes eyleme vurur, bunu patolojik yapan aşırı fazla ve yoğun olmasıdır. Kişi bu boşluk duygusunu bastırmak için aşırı derecede yemek yiyebilir, aşırı derecede alışveriş yapabilir
Bu duygu bazen, beynimizin duyguları sindirme kapasitesinden de kaynaklanır olabilir. Çok yoğun, stresli veya duygusal anlamda yorucu zamanlar geçiren yetişkin, boşluk veya duyarsızlaşma, hiçbir şeye tepki verememe duygusu hissettiğini ifade eder. Beyninizin 5 birim duyguyu hazmetme kapasitesi varken siz ona 10 birim duygu yüklerseniz aşırı yüklenmeden dolayı beyin kendini duyguları hazmetme anlamında bir süreliğine kapatabilir. Sizde kendinizi alıcıları kapanmış, duyarsız, tepkisiz ve boşluktaymış gibi hissedebilirsiniz.


Boşluk duygusunu çözmek için kişi kendine bazı soruları sorabilir;
• bugün ne yapsam kendimi boşlukta hissetmem?
• bu aralar neler yapmak boşluk duyguma iyi gelir?
Kişi bu soruları sorarken aklına ilk gelen şeyi hiç bozmadan duygusunun yatıştığını hissedene kadar uygulamalıdır.
Boşluk duygusunun oluşumunda, duygusal modelleme de  devreye girmiş olabilir. Yani kendisini sürekli boşluk, hiçlik içinde hisseden bir bakıcınız olduysa (0-6 yaş döneminde) sizde bu duyguları o kişiden modellemiş olabilirsiniz. 
Boşluk duygusunu çocukluğunuzda ve şimdiki hayatınızda en çok nerelerde, kimlerle, hangi olaylarda hissettiğinize bakmanız ve bu anıları psikoterapi seansınıza götürmeniz,  bu duyguyu çözmede çok daha  işlevsel olacaktır.