Boş yuva sendromu, ebeveynlerin çocukları bir lise veya üniversiteye gitmek veya kendi başına yaşamak gibi ilk kez evden ayrıldığında hissedebilecekleri bir keder ve yalnızlık hissidir. Boş yuva sendromu tipik olarak ebeveynlerde orta yaşlarında görülür. Klinik bir durum olmamasına rağmen, depresyona katkıda bulunan önemli faktörlerden biri gibi görünmektedir. Dramatik değişiklikler büyük ölçüde stres, üzüntü, kaygı ve depresyona yol açar ve boş yuva sendromunun hayatı tehdit eden bir sonucu olan intihar düşüncesiyle sonuçlanır.

PEKİ , BOŞ YUVA SENDROMU NEDİR?
Boş yuva sendromu klinik bir tanı değildir. Bunun yerine, boş yuva sendromu, son çocuk evden ayrıldığında ebeveynlerin üzüntü ve kayıp duyguları yaşadığı bir olgudur. Boş yuva sendromu genellikle 40-50 yaş arası kadın ebeveynlerde görülür. Çocukları, örneğin kolejde veya üniversitede eğitimlerine devam etmek için evden ayrılmak zorunda kaldıklarında, ebeveynler çocuklarıyla rutin aktiviteler yapmadan evde yalnız kalmak zorundadır. Ebeveynler, çocuklarını bağımsız olmaya aktif olarak teşvik etseler de, bırakma deneyimi acı verici olabilir. Ebeveynler, evde bakıma ihtiyacı olan bir çocuğa birden sahip olmayı zor bulabilirler. Ebeveynler, çocuklarının günlük hayatlarının bir parçası olmayı ve sürekli arkadaşlığı özleyebilirler. Bu değişiklikler stres, kaygı ve depresyona sebebiyet verebilmektedir.
Araştırmalar, bazı ebeveynlerin diğerlerinden daha duyarlı olduğunu gösteriyor. Boş yuva sendromundan en çok muzdarip olan insanlar, aşağıdakiler de dahil olmak üzere ortak noktalara sahip olma eğilimindedir:
*** Değişim, zorlayıcı veya canlandırıcı olmaktan ziyade stresli olarak kabul edilir.
*** Evden taşınmayı zor ve duygusal bir deneyim olarak gördüler.
*** Evlilikleri istikrarsız veya tatmin edici değil.
*** Bebeklerini memeden ayırmak veya çocuklarını okula göndermek gibi deneyimler duygusal ve acı vericiydi.
*** Kendi kimlikleri için rollerine güvenen kişilerin, güçlü bir öz-değer duygusuna sahip insanlardan daha yoksun hissetme olasılığı daha yüksektir.
*** Tam zamanlı ebeveyn olan kişiler, yerine getirmesi gereken başka görevleri (ücretli istihdam gibi) olan kişilere göre daha sık etkilenir.
*** Çocuklarının yetişkin sorumluluklarını üstlenmeye hazır olmadığından endişelenen ebeveynler, daha fazla yas yaşamaya eğilimlidir.

BOŞ YUVA SENDROMU İLE NASIL BAŞ EDİLİR
 Boş yuva sendromu nedeniyle kayıp hissi yaşıyorsanız,  bu büyük yaşam değişikliğine uyum sağlamak  amacıyla yardımcı olabilecek tavsiyeler almak size faydalı olabilmektedir. Bunlar  arasında zamanlamayı kabul etmek, çocuklarla iletişim halinde olmak, gerekirse destek aramak ve olumlu kalmak yer alır.  
Son çocuk evden ayrılmak üzereyse ve ebeveynler  boş yuva sendromundan endişe ediyorsa, kişisel ve profesyonel yaşamda yeni fırsatlar aramanız  tavsiye edilir. Son 2-30 yılda çocuklara bakmaktan odağı değiştirmek, ebeveynin kendi sağlığına bakmaktan daha faydalıdır. İşyerinde veya evde meşgul olmak veya yeni görevler üstlenmek de kayıp hissini hafifletmeye yardımcı olabilir. 
Boş yuva sendromu, son çocuk evden ayrıldığında ebeveynlerin üzüntü ve kayıp duyguları yaşadığı, yaşamın geçiş döneminde bir olgudur. Ancak çocuklar hayatlarının farklı evrelerinde rollerine devam etmelidir.
BİTİRİRKEN 
*** Boş yuva sendromu, birçok ebeveynin çocukları evden ayrıldığında hissettiği kederi ifade eder.
*** Bu durum, tipik olarak, birincil bakıcı rolüne sahip olma olasılığı daha yüksek olan kadınlarda daha yaygındır.
*** Bir çocuk taşınmışsa ve evde başkaları yaşıyorsa, yuvanızın tüm çocuklardan boşalacağı günü önceden planlayın.
*** Kendinizi bunalmış hissediyorsanız profesyonel yardım alın.